Uykudan sonraki uyanıklık gibi, uyanıkken öyle bir hâle geçiverirsin ki uyanıklığın da o hâle nispetle uyku gibi olur ve o hâle geçtiğinde aklınla kurguladığın şeylerin tamamen hayal ürünü olduğunu anlarsın.
Akılı kimse müminlerin emiri Al b. Ebû Tâlib'in sözüne uyar. O diyor ki: "Doğruyu kişisine göre tanıma! Aksine doğruyu tanı ki doğru olanları da tanıyasın!"
Hz Peygamberin(sav) şu buyruğu ile anlatılan da budur." Allah varlıkları karanlıkta yarattı .Sonra üzerlerine kendi nurundan bir miktar serpti."
İşte aydınlanma(keşf) bu ışıktan elde edilmeye çalışılmalıdır .Bu Işık , bazı vakitlerde ilahi elden saçılır .Bu vakitleri kollamak gerekir .
Nitekim Hz Peygamber (sav) " İçinde bulunduğunuz zamanın bazı anlarında RABBINIZIN ESINTILERI vardır. Dikkat edin de bu Esintileri karşılamaya çalışın" buyurmuştur.
Sağlığın ve tokluğun tanımını, sebeplerini ve şartlarını bilmekle sağlıklı ve tok olmak arasında ne büyük fark var!
....
İşte zühdün ne olduğunu, şartlarını ve sebeplerini bilmek ile bilfiil zâhid olmak ve dünyaya değer vermemek de ayrı şeylerdir.
...taklidî imanın şartı, mukallit olduğunu bilmemektir. Bunu bilince taklit şişesi kırılır. Bu, tedavisi mümkün olmayan bir baş ağrısıdır ve ateşle eritilip yeniden kalıba dökülmekten başka tamir yolu yoktur.