Sabah, yavaş yavaş ilerler ;kentteki erkek ve kadınların üstünde bir solucan gibi sürünerek ;yeni açılmış gözlere, hiçbir zaman yeni ufuklar, yeni görünümler, yeni biçimler keşfedemeyecek bu zavallı gözlere, okşarcasına çarparak ilerler.
... Kafir ülkeleri karınca yuvası gibi kalabalık olmalı. "
" Kuşkusuz. "
" Düşündükçe tüylerim ürperiyor. Şu zavallı Çinlilerin nasıl da lanetlenmiş olduklarını düşünebiliyor musunuz? Tıkılıp kaldıkları arafta ne yapacaklarını bilmeden dolanıp duruyorlar. "
Tarih sonunda herkese ve her şeye hakkını verir. Şu sefil dünyada dehayı önemsemiyorlarsa, yüzyıl içinde hepimiz mezarı boylamış olacağımıza göre, ne diye sıkalım tatlı canımızı?
Havada üzüntü gibi bir şey dalgalanır ve yüreklere saplanıp durur. Ama yürekler acı duymaz; ne olup bittiğini hiçbirimiz hiçbir zaman doğru dürüst anlamazken onlar saatlerce, dahası bir yaşam boyu katlanabilirler bu işe.
İnsanoğlu budalalığa yağ çeker ve bazen içinde sonsuz bir tiksinti, güçlükle bastırdığı bir tiksinti duymasına karşın yine de sırıtır. Yağcılık, cinayete bile sürükleyebilir insanı; gözden düşmemek için, birine yaranmak için bugüne dek kaç kişi öldürülmüştür kim bilir.
İnsanoğlu budalalığa yağ çeker ve bazen içinde sonsuz bir tiksinti, güçlükle bastırdığı bir tiksinti duymasına karşın yine de sırıtır. Yağcılık, cinayete bile sürükleyebilir insanı; gözden düşmemek için, birine yaranmak için bugüne dek kaç kişi öldürülmüştür kim bilir.