Arkadaşlıktaki Saadete Dair
Wilhelm SchmidArkadaşlıktaki Saadete Dair Gönderileri
Arkadaşlıktaki Saadete Dair kitaplarını, Arkadaşlıktaki Saadete Dair sözleri ve alıntılarını, Arkadaşlıktaki Saadete Dair yazarlarını, Arkadaşlıktaki Saadete Dair yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Haz nazlı bir maldır çünkü, bugün vardır yarın olmayıverir.
Mantıken, eşcinsel aşk ilişkisi içinde yaşayanların da karşı cinsiyetten birileriyle arkadaşlığı çok daha az gerginlik içerir, zira cinsellik bu ilişkide daha düşük bir rol oynar
Cinsiyetler arası yakınlaşmayla beraber işin içine cinselliğin girmesi nadir görülen bir durum değildir, Buda arkadaşlığın altını oyar
Aristotales de kendi kendisiyle barışık olmayan bir insanın arkadaşlık sürdürmesine, dahası başkalarıyla herhangi bir ilişki kurmasına imkan olmadığına dikkat çekmişti.
Doygun bir yaşam, başkalarıyla sıkı ilişkiler kurmayı, onların yakınlığını, ilgisini, temasını gerektirir. Arkadaşsız kalan bir ruh yoksul düşer. Yalnızlığın ümitsizliğine batar.
Zira yanyana yaşıyor ve çalışıyor olsalar bile birbirlerini birey olarak kaale almayabilir insanlar-sıfır bağ -sıfır temas
Arkadaşlık, modernliğin seyri içinde tıpkı aşkdaki gibi, yaşamın bir bölümü ile sınırlı bir ilişkiye dönüştü, ancak birbirini gözden kaybedene kadar sürüyor.
İnsanın kendiyle arkadaş olmasının iyi bir idmanı, bertaraf edemeyeceği ruh hali dalgalanmalarıyla arkadaş olmasıdır: bu ruh halleri, anlık dişüncelerin, duyguların, arzuların ve korkuların ifadesidir, her biri ayrı bir Ben olarak tüm benliği tek başına hakimiyeti altına almak ister.
İnsanın kendisiyle arkadaş olabilmesi, benliğinin içindeki zıt taraflara alan açabilmesine bağlıdır. Bu da, çatışan tarafları sürdürülebilir bir ilişki içinde tutmayı, ideal durumda onları kâh diğerinin öne çıktığı fakat hiçbirinin tek başına baskın olmadığı gerilimli bir ahengin zembereğinde tutmayı gerektirir.
İnsanın kendiyle arkadaş olmasının iyi bir idmanı, bertaraf edemeyeceği ruh hali dalgalanmalarıyla arkadaş olmasıdır: Bu ruh halleri, anlık düşüncelerin, duyguların, arzuların ve korkuların ifadesidir, her biri ayrı bir Ben olarak tüm benliği tek başına hakimiyeti altına almak ister. Bunun nedenlerini kovuşturmaya kalkmanın bir anlamı yoktur, tek bir saat, tek bir gündür söz konusu olan. İçimizdeki bu iktidar oyununu tek bir kudretli sözle sona erdirmeye kalkmanın bir etkisi olmaz, insanın her gün sabit kalacak bir ruh halinde olması mümkün değildir.
Sayfa 67