Aşk Bağından Öğütler
Molla Murad en-NakşibendiEn Eski Aşk Bağından Öğütler Sözleri ve Alıntıları
En Eski Aşk Bağından Öğütler sözleri ve alıntılarını, en eski Aşk Bağından Öğütler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(Gösterişsiz ol ve dünya süsünü arama, rahatı terkeyle ve huzur arama)
Bazı üstatlarımdan şöyle işittim: Allah (celle celaluhü) dünyayı yaratınca cihanı siyah bir bulut kapladı. Yüce Allah bu siyah buluta gam ve üzüntü yağdırmasını emreyledi. Bulut bin sene gam yağdırdı. Sonra Allah (celle celaluhü) o bulutu yok edip bir beyaz bulut yarattı ve ona de bir saat ferah ve mutluluk yağdırmasını emretti, o da yağdırdı. Hasılı bu dünyaya bin sene gam ve üzüntü, bir saat huzur mutluluk yapmıştır. Akıllı olan kimse bu alemde rahat etmez.
Pendname Şerhi - Molla Murad en-Nakşibendi (k.s)
Bazı insanlar, “Yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim?” mısraını dillerine vird eyleyerek yiyecek ve içecekten başka bir şey düşünmezler ve daima, “Alemde ne var ne yok” diyerek dünyanın hadiselerini araştırarak, “Filan şöyle olmuş, filan böyle demiş” lafıyla akşam eder, ne ibadet fikri vardır, ne de ahiret hatırlarına gelir, ne bir ibadet meclisinde ne de bir ilim meclisinde hazır bulunurlar. Durum böyle iken en akıllılardan geçinirler. Gerçekte böyle kimse sağır ve eşekten değil, belki hınzırdan beterdir. Bu durumlardan Allah’a (celle celaluhü) sığınırız.
Bütün insanları uykuda bil, dünyadan ahirete giden uyanır.
Nitekim Hz. Ali (keremullahi vechehû) şöyle buyurmuştur:"İnsanlar uykudadır, öldüklerinde uyanırlar." İnsanlara yakınlık ve sevgiden, ziyandan başka bir şey edilmez. İnziva bundan daha iyidir.
Bağışlanmaya ulaşmak için bağışlamalısın.
Ey oğul! Kimsenin hatrını, gönlünü kırma; aksi halde kendi canın üzere yara açarsın.
Sûfilere göre en büyük günah, haksız yere gönül kırmaktır; zira gönül nazargâh-ı Cenâb-ı Hüdâ'dır. Nitekim hadis-i şerifte, "Yüce Allah sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz, sadece kalplerinize ve amellerinize bakar" buyurulmuştur. Altıparmak Mehmed Efendi'nin siyerinde şöyle yazılıdır:
"Gönül her ne miktar dünyanın saçmalıklarıyla dolu ve Allah'tan (cc) başkasının sevgisiyle kirlenmişse de Allah'ın Kâbe'si ve nazargâh-ı Hüdâ olmaktan çıkmaz. Zirâ Kâbe-i Mükerreme'yi Kureyş kâfirleri putlar ile doldurduklarında Kâbe-i Mutahhara yine Beytullah ve Cenâb-ı Kibriyâ'nın nazargâhı idi."
Nefsini uyku ve yemekle terbiye et ki kalp gözünün yırtıkları dikilsin.
Nefs-i emmâreyi uyku ve yemek ile doyurmak, kalp gözünü Cenâb-ı Allah'ın müşadesine kör etmektir.
İnsan nefsini ayaklar altına almadıkça Allah'ın dergâhına nasıl yol bulabilir?
Nefs-i emmâreyi mağlup etmek ancak şu üç şey ile mümkündür. Ol üçü söylerim ey aziz hatırda tut ve amel eyle.
Sükût hançeri, açlık kılıcı, yalnızlık mızrağı ve uykuyu terk.
Sakin ve suskun olan kimse, selâmet hırkasını sırtına giyer.
Mevlânâ, Şeyh Ferîdüddin Attar [kuddise sirruhû] hakkında şöyle söylemektedir:
Attâr rûh Senâyî dû çeşm-i û
Mâ ez pey-i Senâi vu Attâr âmedîm
“Attar ruhtu, Senâî de onun iki gözü, biz ikisinin ardından geldik.”
Men ân Mollâ-yi Rûmem ki ez nazmem şeker rîzed
Ve lâkin der suhen güften gülâm-ı şeyh Attârem
“Ben şiirlerinden şeker saçılan Rumlu mollayım, ancak söz söylemede Attâr’ın kölesiyim.”
Ân çe güftem der hakîkat ey azîz
Ân şenîdenestem men ez Attâr nîz
“Ey azizim! Her ne söyledimse, doğrusu, ben onu Attâr’dan duymuşumdur.”
Sayfa 12Kitabı okuyor