Aşk Kölesi kitaplarını, Aşk Kölesi sözleri ve alıntılarını, Aşk Kölesi yazarlarını, Aşk Kölesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahhh Makedonya Julian, zalımın oğlu...
Seriye mis gibi başlayan ilk kitaptı. Ne eksik ne fazla. Uzun zamandır pnr okumamıştım. Çünkü bir süredir historical romancelerde kendimi kaybetmiş durumdaydım. Merkürünüz Yengeç ise kendinizi tarihsel her türlü kurguya fırlatmanız mümkün...
Julian için bir sürü sevgi sözcükleri kurabilirim. Üstü fıstıklı magnolyam, dışı sert içi karamel dolgulu çikolatam, güzel pişirilmiş creme bruleem ve her türlü üstü sert görünen ama altı akışkan olan tatlılar...
Grace'in terapist olması ve Julian ile sürekli empati yapması en hoşuma giden detaydı sanırım. Onu anlamaya çalışması, merhamet göstermesi ve onu candan sevmesi hoştu her neyse güzeldi. Ikinci kitaba geçiyorum. Şimdi sırada aslan yarım Julian'ın kankisi Trakyalı Kyrian var. Beni yanıltma koçum senin de en az Makedonyalı Julian kadar seksapalitesi yüksek bir centilmen olduğunu hissediyorum hadi bakalım uçur bizi niyazi @-@
Aşk KölesiSherrilyn Kenyon · Pegasus Yayınları · 2011200 okunma
Julian antik çağda yaşayan makedonyalı çok güçlü, ihtişamlı ve günümüzde bile tarih kitaplarında anılan ünlü bir komutan. Hayatı boyunca ailesi tarafından dışlanmış ve bir gün tüm çektiği acılar yetmezmiş gibi kardeşi tarafından lanetlenmiş birisi.
Yüzyıllar boyunca bir kitaba hapsolarak onu çağıran kişiye bir ay boyunca seks köleliği yapmak
Bazı kapaklar yasaklanmalı, bunun için kanun falan çıkmalı.Mesela bu kitabın kapağı, çok çirkin.
Kapağı ile ilgili serzeniştlerim bittiğine göre kitaptan bahsedeyim biraz. Öncelikle eski bir kitap Aşk Kölesi. Kurgudaki zaman 2002 senesine ait hatta. Yine de çok rahatsız etmedi beni. Keyifle okudum kitabı.
Grace ve arkadaşı Selana'nın
Grace sıcaklığı ve sevgisiyle Julian'a mümkün olacağını düşünmediği bir şekilde ulaşmış ve daha önce kimsenin dokunmadığı bir yerine, kalbinin derinliklerine dokunmuştu.
Grace'ten sadece vücudunu değil, bir şeyi daha istediğini biliyordu.
Ama bunları düşünmeye cesaret edemedi.
Ya da umut etmeye...
Grace'e sahip olamazdı. Bunu kalbiyle ve ruhuyla biliyordu. Ne kadar hasretle arzulasa da onun gibi bir kadını hak edecek kadar değerli olmadığı gerçeğini hiçbir şey değiştiremezdi.
Julian hiçbir zaman değerli olmamıştı.
"İyi de insanları birbirlerine âşık edebiliyor."
"Hayır," dedi Julian, kolyeyi daha sıkı tutarak. "Onun sunduğu şey bir illüzyon. Yukarıdan gelen hiçbir güç, bir insanın başka bir insanı sevmesini sağlayamaz. Sevgi, insanın kalbinden gelir."
"Neyin tadını çıkarayım? Etrafta gezinip görüntüleri sonsuza kadar peşimi bırakmayacak insanları mı tanıyayım? Birkaç gün sonra her şeyi duyabileceğim ama göremeyeceğim, tadamayacağım, hissedemeyeceğim ya da koklayamayacağım, midemin açlıktan düzenli olarak kasıldığı ve söndürülemez bir susuzlukla boğazımın yandığı, karanlık, boş bir deliğe çekilecekken burada öylece gezinip her şeyin tadını çıkarabileceğimi mi sanıyorsun? Sen, haz almam için izin verilen tek şeysin. Ve bunu benden esirgiyorsun."
Bütün hayatı boyunca, kendisini korumak için sadece gücü ve kıvrak zekâsıyla tek başına yol almıştı. Lanetten önce bile bu durumdan usanmıştı. Yalnızlıktan usanmıştı, bu dünyada veya ötesinde kendisini önemseyen birilerinin olmamasından bıkmıştı.