Çocuk, anne sevgisine bağlıdır ve hep bir karşılık bekler. Çocuk sevilip sevilmediğinin çok iyi ayrımına varır. Varlığı ve tüm kişilik gelişimi buna bağlıdır. Anne, çocuk için aşırı bir duyarlılıkla baktığı ve şu soruyu yönelttiği bir aynadır: "Şunu, şunu mu yaparsam seversin beni?" Sevilmek, çocuk açısından en temel gerekliliktir. Çünkü sevgi yoksa ceza ve korku tehditi vardır. Kısacası, çocuk ana-babasının kendisini sevdiğini anladığı zaman kendini olumlamaktadır; onların hoşuna giden nitelikler ve davranış biçimleri geliştirir ve onların hoşuna gitmeyen şeyleri içinde bastırır. Başka seçeneği olmadığı için ana-babasını sever, yeniden sevilmek için çabalar. Öz benlik gelişimi, onu eğiten kişilerce yönlendirilir. Çocuk, kendinin yönlendirilmesine ses çıkarmaz ve sevilmek içinde kendi kendini yönlendirir.
Buna karşılık doğa sevgisi çok daha sorunsuzdur. Çünkü içten içe sevdiğim ağaç benden hiçbir şey istemez, beni olduğum gibi kabullenir, ben de onu olduğu gibi kabullenirim. Çocuklukta sevgi, kendini geliştirme ve kendine saygı ile çok yakından bağlantılıdır. Bir ağaç ya da havadaki bir kuş bizden hiçbir şey istemezken insanların bizden bir şeyler istediğini öğreniriz. Bir kuş tarafından sevgimize karşılık verilip verilmeyeceğinden bağımsız olarak onu sevebiliriz.