Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

PhD. Mehmet Yiğit Okuroğlu

Doğa yasası öngörmeyi amaçlıyorsa bize ne yapabileceğimizi söyler. Diğer taraftan, ahlak yasaları bize ne yapabileceğimizi değil ne yapmamız gerektiğini söyler. Son olarak medeni veya kurumsal kanunlar ne yapabileceğimizi veya ne yapmamız gerektiğini değil ne yapmak zorunda olduğumuzu söyler. Bu üç kanun türünün çok yakın ilişkili olabileceği çok açıktır. Ne yapabileceğimizi bilene kadar ne yapmamız gerektiğini bilmeyiz; insanların ne yapmaları gerektiğine dair yasalar kabul etmeden önce neler yapabileceklerini kesinlikle değerlendirmeliyiz. Üstelik bu ayrımların hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmayacağı büyük ihtimalledir. "Olabilir", "gereklidir" ve "zorunludur" kelimeleri bizim için bir anlam taşımaya devam ettiği sürece onların temsil ettiği ayrım bilimde ve sağduyuda süregelecektir.
Reklam
Saint-Simon'un ifade ettiği gibi medeniyet doğanın bir parçasıydı. Dolayısıyla siyaseti fizik gibi pozitif olan bir bilim haline getirmeyi önerdi. Siyaset biliminin konusunun siyaset biçimlerinden ziyade sosyal koşullar olduğunu öne sürdü. Tarih edebiyattan ibaretti. Bir bilim olma yönünde değişecekti.
Condorcet tarihi pozitif yapmak istemişti. Fakat 1815-1840 yıllarını kapsayan dönemin Fransası'nda yeni bir siyaset bilimine olan ihtiyacı bilhassa acil yapan şartlar söz konusuydu. Devrim başarısızlığa uğramış ve onu yönlendiren ve haklı gösteren politik felsefe iflas etmişti. 1789 ve 1815 yılları arasında Fransa en az on farklı anayasa kabul etmiş, denemiş ve ilga etmiştir. Ancak bu dönemde Saint-Simon'un belirttiği gibi toplum ve onu oluşturan insanlar değişmemişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%15 (15/96)
Sosyoloji ve Sosyal Bilimler
Sosyoloji ve Sosyal BilimlerRobert E. Park
8.2/10 · 34 okunma
PhD. Mehmet Yiğit Okuroğlu
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Deliler Arasında Akıllı Olmak
Deliler Arasında Akıllı OlmakSusannah Cahalan
8.1/10 · 26 okunma
Reklam
Dahası, iyi bir yönetici olmak giderek iyi bir psikoloğun özelliklerini sergilemek anlamına gelmeye başladı: Anlamak, dinlemek ve işyerindeki sosyal etkileşimlerin karmaşık duygusal yapısıyla tarafsız bir şekilde baş etmek gibi beceriler gerekli hale gelmişti.
1880’lerden 1920’lere uzanan dönem “fabrika sisteminin kurulduğu, sermayenin merkezileştirildiği, üretimin standartlaştırıldığı, kuruluşların bürokratikleştirildiği ve işgücünün büyük firmalara dahil olduğu” kapitalizmin altın çağı olarak adlandırıldı. En çok göze çarpan ise büyük ölçekli şirketlerin yükselişe geçmesi, binlerce hatta kimi zaman onbinlerce işçinin istihdam edilmesi ve böylece “şirketlerin bürokratik açıdan karmaşık ve hiyerarşik hale gelmesi”ydi.
200 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Durkheim Öldü!
Durkheim Öldü!Arthur Asa Berger
8.1/10 · 323 okunma
"Sosyolojik teori sizi kontrolü altına alır ve sizi ayartır; böylece fikirlerinizin, sadece kendi fikirlerinizin, insanlar arasındaki ilişkileri açıklamaya uygun olduğunu düşünürsünüz. Başkalarının yaptığı hataları yapmadığınıza kendinizi ikna edersiniz ve bu yüzden hayatınızı teorilerinizi geliştirmeye ve sizinle hemfikir olmayanların teorilerine saldırmaya harcarsınız. Soyut düşüncenin insanı kendinden geçiren bir yanı var ve bu, neden bu kadar çok fılozofun ve teologun ... ve tabii ki sosyologun var olduğunu açıklıyor."
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
herkes, kendi bencil gereksinimlerinin tatminine ulaşmak için, başkalarının üzerinde yabancı bir güç tesis etmeye çalışır.
Sayfa 133Kitabı okudu
942 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.