Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri Gönderileri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri kitaplarını, Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri sözleri ve alıntılarını, Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri yazarlarını, Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Bir gün, belki de kırk yıl içinde, beni tanıyan hayatta kimse olmayacak. O zaman gerçekten öleceğim - hiç kimsenin hafızasında yokken. Çok yaşlı birinin, bir kişiyi veya bir grup insanı tanıyan en son yaşayan birey olduğu hakkında çok düşündüm. Bu kişi öldüğü zaman, bütün sistem de ölür, yaşayan hafızadan kaybolur. Acaba o kişi benim için kim olacak?
Kimin ölümü beni gerçekten ölü yapacak?”
Tek kişide odaklanan güçlü sevgiden kaçının.
....
-kendi kendisiyle beslenen, başkalarını umursamayan ve onlara bir şey vermeyen- bir aşk, kendi üzerine çökmeye mahkûmdur.
Pek çok dostluk ya da evlilik, insanların birbiriyle ilişki kurması ve birbirini sevmesi yerine, bir kişinin diğerini yalnızlığa karşı bir kalkan olarak kullanması nedeniyle başarısızlığa uğramıştır.
Bazı insanlar bir tür istek tıkanıklığı yaşarlar; ne hissettiklerini de, ne istediklerini de bilmezler.Kendi fikirleri, dürtüleri, eğilimleri olmadığından, başkalarının arzularının arzularına tutunan asalaklara dönüşürler.Bu tür insanlar genellikle sıkıcıdır.
İnsan, sorunlarına kendisinin dışındaki bir gücün ya da aracının neden olduğuna inandığı sürece terapinin bir etkisi olamaz. Öyle ya, eğer sorun dışarıda bir yerdeyse neden insanın kendisini değiştirmesi gereksin?
Bazı insanlar bir tür istek tıkanıklığı yaşarlar; ne hissettiklerini de, ne istediklerini de bilmezler. Kendi fikirleri, dürtüleri, eğilimleri olmadığından, başkalarının arzularına tutunan asalaklara dönüşürler.
Günümüzün popüler psikologları sürekli "sorumluluk almaktan" söz ederler, ama bu yalnızca lafta kalır: insanın kendi yaşam planını yalnız ve yalnız kendisinin yapabileceği içgörüsüne sahip olmak olağanüstü zor, hatta dehşet vericidir.
Elbette yaşamaktan nefret edecekti! Hayatı, yalnızca o çoktan geçip gitmiş olan yirmi yedi günün anısıyla havalanan penceresiz, havasız bir hücrede boğulmaktaydı.