"İnsanoğlu muazzam zekâsıyla evrende galaksiler, kara delikler, atomun yapısında engin bir evren keşfetti. Elektrikle karanlığa ışık oldu, ölümcül denilen hastalıklara ilaç buldu, pek çok derde derman oldu, bir kendini bilemedi, bir kendini bulamadı. Ne tuhaf değil mi? "
"`Hayat bir rüyadır, ölünce uyanır insan. Sen erken davran, ölmeden önce uyan ` diyen Hz. Mevlânâ, iki âlem olduğunu söylüyor ; `Varlık âlemi gündüz gibidir. Olanı biteni açıkça görürsün. Kendini kolayca ele verir. Mânâ âlemi ise gece gibidir. Onu bulmak için mutlaka gönül ışığını yakman gerekir, ` diyor. "
"Ahlak , insanın kimseden bir baskı , zorlama görmeden hem kendisi hem de toplum için doğru davranışı seçebilme becerisiydi. Mecbur ve mahkum olmadığı halde sırf doğru bulduğu için yaptığı seçimdi."
"Olmuş için geç, olacak için erken, şimdide kalmak en zor şeyken, mutluluk, tam da şu an sahip olduklarımızın kıymetini bilmekte, yani şükürde gizli bence."
"Kişinin değerini mânâsı belirler. Kişinin mânâsı ise davası kadardır. O halde kişi davasını nasıl öğrenebilir? Kişinin davası ancak derdidir. Derdin neyse davan odur. Ya derdini dahi bilmeyenler? Kişinin derdi en çok konuştuğu şeydir
Ey iddiacı! Sen derdin kadar değerlisin. Bırak başkalarını da gerçek derdine bir bak... "
"Kişinin değeri aradığı şeydir!" der Mevlânâ Hazretleri : `Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın. Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli, bu nükteli sözün mânâsına akıl erdirirsen, anlarsın ki, aradığın ancak sensin sen. Madendeki inciyi aradıkça madensin. Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin. Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi ; neyi arıyorsan osun sen . Canın içinde bir can var, o canı ara! Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara! A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara ; ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara. `"
"Bir bilgeye 'Nasıl insan olurum?' diye sormuş biri. 'Üç adım atmakla,' demiş bilge. `Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir. İnsanlığa attığın ilk adım budur. Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın. Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman insan olursun... ` Gerçek manada insan olmak, teslim olmakla mümkün demek ki. Teslimiyet dedikleri şey bu üçüncü adım işte. "