Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması Sözleri ve Alıntıları
Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması sözleri ve alıntılarını, Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması kitap alıntılarını, Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Türklere zalim diyenler öyle günah işliyorlar ki, tarihin karşısında onların günahlarını, bütün denizlerin bitmez tükenmez suları bile yıkayamayacaktır.”
Çocuğun ilk tanıdığı insan anasıdır ve ilk beslenmeyi anasından temin eder. Demek ki tabiat kadına analık ödevi ile beraber ekonomik bir yükü de derhal sırtına dayamaktadır. "Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” Türk atasözünde ana şefkatinin ve sorumluluğunun sembolünü buluyoruz. İşte bu sorumluluğun karşısında ana en az erkek çocuğuna tanınan hak kadar bir hakka Cumhuriyet devrinde sahip olmuştur.
“Karı dırıltısından vefat eden Esseyid Halil Ağa ruhuna..." Mezar taşına yazdırmaya kadar varan bu aile geçimsizliğinin nedenini bilmiyoruz. Fakat acaba dörde kadar alınan kadınların bir arada olmalarının cezasını mı çekmiştir Halil Ağa?
“Kadının eşitliğe ulaşması yolundaki gayretlerimizi baltalayan dört unsur vardır. Cehalet, fena gelenekler, din hükümlerine yanlış mana verilmesi, erkek bencilliği.."
Bolu milletvekili Tunalı Hilmi Bey, kadınların da bu nüfus sayımında yer almalarını istiyor. İşte o zaman Meclis’te büyük gürültü ve tartışmalaır başlıyor. Öyle ki, Tunalı Hilmi Bey’in "Kadınlara seçilmek (intihap) hakkını verin demiyorum" diye açıklamasına karşı büyük bir gütültü havası içinde sözlerini bitirmesine dahi fırsat verilmiyor.
“Arkadaşlar, Türk kadının, hakkı olduğu yerden ayrılıp, bir süs gibi, memleket işine karışmaz bir varlık gibi bir köşeye konması Türk an'anesinin ve Türk anlayışının zıddı olan bir usuldur…”
Ey sevgili İstanbul, güzel Vatanım; alil talihsiz toprağım; seni kayıp etmek korkusunun ruhuma yaptığı derin zehirnak acıyı bilmem bununla kaçıncı defadır duyuyorum. Ve bu pek feci ıstırap içinde son ve ilahi bir ümitle Allah’a yalvarıyorum ki, bu elemler artık senin için duyduğum acıların en sonuncusu, fakat sana ebedi malikiyetimizin ilk
“Dostum, sana kesin sözümü söyliyeyim. Kız doğmazsa, doğarsa yaşamazsa, daha iyi olur.” İşte bu sözlerle kız çocuğunu istenmeyen ve önemi olmayan bir duruma düşürmüş oluyor.
Halbuki aynı yazar bundan sonraki mısralarında adaletten bahsederken: "Seni Tanrı adaletin için sever. Adaletten ayrılma. Göklerin yıkılmadan üzerimizde durması, yerde ot ve hububatın bitmesi hep adalet sayesindedir.” Bu sözlerin doğruluğu karşısında kız evladın istenmemesi her halde adaletle bağdaşmaz sanırım.