Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması Gönderileri
Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması kitaplarını, Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması sözleri ve alıntılarını, Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması yazarlarını, Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk kadını olarak ödevimiz ve isteğimiz, milletimizi milletler topluluğu içinde medeni vasıflariyle yerini alması ve yükselmesidir.
Sayfa 223
Kadın
“Öğretmendir, yargıçtır, pilottur, bankacıdır, yüksek ziraatçıdır, doktordur, kimyagerdir, profesördür, mühendistir, mimardır, sanatkârdır, belde işlerinde sözü geçen üyedir, milletvekilidir ve en nihayet Türk vatanını kurtaranları ve koruyucuları yetiştiren anadır ve yurda emek için çalışan ve çalışmaya hazır olan büyük bir varlıktır…”
Sayfa 217
Türklüğe layık olmak, yurtta oturmak hakkını kazanmak, yurdu korumak ve milleti yükseltmek her sahada çalışmakla olur.
Sayfa 214
At üzerinde savaşçı kadın cetlerini gören Türk kızları askerliğe en haklı hevesini nasıl göstermesin?
Sayfa 213
Türk kadını, Atatürk devrinde siyasi haklarını kazanarak dünya kadınları arasında ileri bir duruma sahip olmuşlardır. Böylece en tutucu zihniyetten kurtulabilen Türk kadını hemen hemen bütün hak ve yetkileri elde etmekle İslam alemine ve dünya kadınlığına iyi bir örnek olmuştur… Bunu o zamanki Parlamento üyelerinin iyi anlayışlarına ve hükümet adamlarımızın başarısına ve Atatürk'ün devrimci ve ileri görüşlü fikirlerine borçluyuz.
Sayfa 197
Ulusal savaşta Türk kadını boynunun borcundan ötesini de yapmıştır.
Sayfa 193
Baylar, sevinelim, övünelim, çünkü Türküz, çünkü Atatürkümüz vardır. Ulus varolsun, Atatürk sağolsun!
Sayfa 185
Gelecek nesil, dördüncü Büyük Millet Meclisinin büyük işlerini anarken Türk kadınına bütün hakları vermek, kötü bir sistemin kendilerini karanlıkta bırakan usullerinden onları kurtarmak için gösterdiğiniz gayretleri daima şükranla, minnetle tekrar edecektir.
Sayfa 183 - İsmet İnönü
“Arkadaşlar, Türk kadının, hakkı olduğu yerden ayrılıp, bir süs gibi, memleket işine karışmaz bir varlık gibi bir köşeye konması Türk an'anesinin ve Türk anlayışının zıddı olan bir usuldur…”
Sayfa 182 - İsmet İnönü
1934 yılında bir gece Atatürk kendi kütüphanesinde Başbakan İsmet İnönü ile çeşitli konular üzerinde çalışıyordu. Ben de bir kısmını dinlemiş, sonra özel kütüphaneme çekilmiştim. Bir müddet sonra her ikisi de oraya geldiler.
Atatürk bana: "İnönü'nün elini öp ve teşekkür et" dedi. Şaşırmıştım, sebebini sordum.
“Kadınlara Milletvekili seçimi için oy hakkını Hükümet T.B.M. Meclisine teklif edecek" dedi.
Bu kararın hiç beklemediğim bir anda oluşu, bana büyük bir heyecan ve sevinç vermişti.
Sayfa 181
"Yürürlükte olan kanunun bize öğrettiğine göre kadınların oy verme hakkı olmadığı gibi seçilemezler de". Öğrenci haklı idi, ama ben öğretmen olarak şunları söyledim. "Bu öğrendikleriniz ilerisi için sizlere faydalı olacaktır. Kadınlarımız da yakında oy hakkı kazanacaktır" dedim. Fakat bu sözlerimin erkek öğrenci karşısında öğretmenlik otoritesinin ötesine geçmeyeceği belli idi.
İşte böylece öğrencilerimden birinin bu sözleri v·e soruları beni kadın hakları üzerinde çalışmaya yöneltti. Aynı gün Gazi Orman Çiftliğindeki Marmara Köşkünde Atatürk ile içişleri Bakanı Şükrü Kaya'ya bu olayı, çok üzgün olduğumu saklamadan, anlattım .Atatürk bana bu konuda çalışmamı ve başka memleketlerde bu meselelerin nasıl hal edilmiş olduğunu incelememi söyledi.
Sayfa 170
Çocuğun ilk tanıdığı insan anasıdır ve ilk beslenmeyi anasından temin eder. Demek ki tabiat kadına analık ödevi ile beraber ekonomik bir yükü de derhal sırtına dayamaktadır. "Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” Türk atasözünde ana şefkatinin ve sorumluluğunun sembolünü buluyoruz. İşte bu sorumluluğun karşısında ana en az erkek çocuğuna tanınan hak kadar bir hakka Cumhuriyet devrinde sahip olmuştur.
Sayfa 168
Kadını yetiştirelim ki, o da milletimizi yetiştirsin.
Sayfa 163
“Kadının eşitliğe ulaşması yolundaki gayretlerimizi baltalayan dört unsur vardır. Cehalet, fena gelenekler, din hükümlerine yanlış mana verilmesi, erkek bencilliği.."
Sayfa 163 - Prof. Sadi Irmak