Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa Kemal'in Ağzından Vahidettin

Atatürk'ün Bana Anlattıkları

Falih Rıfkı Atay

Atatürk'ün Bana Anlattıkları Sözleri ve Alıntıları

Atatürk'ün Bana Anlattıkları sözleri ve alıntılarını, Atatürk'ün Bana Anlattıkları kitap alıntılarını, Atatürk'ün Bana Anlattıkları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi kendime şu kararı verdim:Münasip bir zaman ve fırsatta İstanbul'dan kaybolmak,basit bir tertiple Anadolu içine girmek, bir müddet isimsiz çalıştıktan sonra, bütün Türk milletine felaketi haber vermek.!
Sayfa 109 - Atatürk çıkış yolu arıyorKitabı okudu
Zavallı wilson, anlamadı ki, kuvvet ve şeref ve haysiyetin müdafaa edemediği hatlar başka hiçbir prensiple müdafaa edilemez.
Reklam
"Koskoca İstanbul ve şehirde yaşayan yüz binlerce halk adeta sesleri kısılmış halde idi."
"Türkiye'nin veliahdı ile Almanya'nın mümtaz bir valisinin bulabildiği konuşma mevzuu beni hayret içinde bıraktı. Evvela sizden şunu anlamak isterim: Müttefikiniz olan ve bu ittifak uğrunda maddi ve manevi bütün varlığını veren Türkiye'ye karşı, tarihin bilmem hangi devrinde var olduğunu iddia eden ve bu varlığını yeniden göstermek için dünyayı kandırmaya çalışan Ermeniler lehine konuşmak fikri size nereden geliyor?"
Mustafa Kemal Atatürk
İstanbul'da Perapalas otelinin bir dairesine yerleştim. Artık her şeyin mahvolduğuna kani bir adam gibi meyus(karamsar) düşünüyordum. Ancak mahvolan bu her şeyin tekrar kurtarılabileceğine kani bir adam gibi müteselli idim.
"Çok şaşılacak şeydir ki ayakları altında çiğnenen bu muhitte hala bir saltanat, bir hükümet, bir varlık farz edenler vardı."
Reklam
"Türk ordusunun faziletini, kıymetini ve bu ordu ile neler yapılabileceğini benim kadar anlayan az olmuştur."
ATATÜRK 'e özel görev
Vahdettin kabinelerinde benim için iki zıt fikir olduğunu yukarıda söylemiştim:Biri beni lehlerinde kazanmaya çalışanlar, diğeri hiçbir suretle itimad edilmemek lazım olduğunu iddia edenler!Aylarca münakaşalardan sonra hangi fikir hak kazanmış bilir misiniz: Mustafa Kemal'e emniyet edilemez! Mustafa Kemal İstanbul da birtakım menfi telkinler, belki hazırlıklar yapıyor. Bu adamı İstanbul'dan uzaklaştırmak lazımdır. Mustafa Kemal'i Anadolu dağlarına atmalı ve orada çürütmeli! Nihayet bu karar üzerine mutabık kalmışlar..."Beni İstanbul'dan çıkarmakla ağır bir yükten kurtulacaklarını zannedenler, makul bir sebep aramakla meşgul idiler. Nihayet bu sebep, işgal kuvvetleri zabitlerinin raporları ile dolu bir dosya halinde ellerine geldi." Birgün Harbiye Nazırı Şakir Paşa beni makamına davet etti. Bürosunun karşısına oturdum. Bir tek kelime söylemeksizin bana dosyayı uzattı. "Bunu okurumsunuz?" dedi. Dosyayı baştan nihayete kadar gözden geçirdim. Hulasası şu idi: "Samsun ve havalisinde birçok Rum köyleri Türkler tarafından her gün tecavüze uğramaktadır. Osmanlı hükümeti bu vahşi tecavüzlerin önüne geçememektedir. Bu havalinin emniyet ve huzurunu temin etmek insaniyet namına borcumuzdur." Dosyayı okuduktan sonra Harbiye Nazırının yüzüne baktım; "Emriniz Paşam" dedim.
Sayfa 125Kitabı okudu
"Görüyorsunuz arkadaşlar, bir millet esirliğe düşünce o milletten olan herkes nasıl bir hiç olur."
Evdeki vedaları bitirmiştim. Tam o sırada gelerek beni büroma götüren bir dostum, aldığı bir habere göre benim ya hareketime müsaade edilmeyeceğini, yahut vapurun Karadeniz'de batırılacağını söyledi. Yıldırımla vurulmuşa döndüm.Daha sonra vaktiyle uzun müddet yanımda çalışan bir erkanıharp de gelerek, maiyetinde çalıştığı bir Damat'tan aynı şeyleri öğrendiğini bildirdi.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
"Zavallı Talat Paşa! Kendisinin bir çapkın Ermeni kurşunuyla Berlin sokaklarında yere serildiğini işittiğim zaman ne kadar üzülmüştüm."
Sayfa 9
Atatürk'ün alman generale verdiği tarihi cevap
Salonun bir köşesinde, demin işaret ettiğim Balkan muhaberesi kumandanları hararetli bir tartışma içindeydiler. Bir büyük kumandan diyordu ki: " Efendim, bu Türk neferlerinden hayır yoktur; bunlar hayvan sürüsüdür. Yalnız kalmayı bilirler. Allah muhafaza etsin, böyle hissiz bir sürüye kimseyi kumandan etmesin..." Kendi vaziyetimi unutarak onlarla alakadar oldum. Coşkun mükâlemenin en çok söyleyen kumandanına dedim ki: "Paşam, biz de askeriz, biz de orduya kumanda etmiş adamız. Türk neferi kaçmaz, kaçmak nedir bilmez...Eğer Türk neferinin kaçtığını görmüşseniz, derhal kabul etmelidir ki, onun başında bulunan en büyük kumandan kaçmıştır. Eğer siz kaçtığınız alçaklığını Türk neferlerine yüklemek istiyorsanız insafsızlık ediyorsunuz" Muhatabım olan general beni tanımıyordu. Yahut tanımamazlıktan geliyordu. Biran durdu, sağındaki solundaki arkadaşlarına sordu: "Kimdir?" Fısıltılar bu zatı tenvir etti. Ondan sonra sükût devam etti.
Ağır ve katî bir kararın doğruluğuna inanmak için vaziyeti her köşesinden mütalâa etmek lâzımdır. Ağır ve katî karar tatbik edilmeye başlandıktan sonra: Keşke şu tarafını bu tarafını da düşünseydim... Belki bir çıkar yol bulurduk. Yeniden bunca kan dökmeye,bunca can yağmaya ihtiyaç kalmazdı!" gibi tereddütlere yer kalmamalıdır: Böyle bir tereddüt,karar sahibinin vicdanında kanayan bir nokta olur ve onu yaptığının doğruluğundan da şüpheye düşürür.
Ordu Müfettişliği
Kazım Paşa (Karabekir) ile açık konuşarak bütün düşündüklerimi anlattım;" Her ne sebep ve maksatla beni İstanbul'dan uzaklaştırmak için vesile aramışlar ve bu memuriyeti bulmuşlar. Hemen kabul ettim Ben zaten şu ve bu suretle Anadolu'ya geçmek için fırsat arıyordum. Madem ki onlar teklif ettiler, fırsattan mümkün olduğu kadar istifa etmeliyiz.
Sayfa 126Kitabı okudu
İstanbul'un işgali
Şişli'deki evimde yeni vaziyeti mulahaza ediyordum. İstanbul sokakları itilaf devletlerinin süngülü askerleriyle dolmuştu. Boğaziçi, toplarını sağa sola çeviren düşman zırhlılarıyla, lacivert sularını göstermeyecek kadar örtülüydü. Koskoca İstanbul ve koskoca İstanbul' un yüzbinlerce halkı sesleri kısılmış haldeydi. İstanbul ufuklarında yükselen şeyler, yalnız düşman sesleri, düşman hakaretleri, düşman bayrak ve süngüleriydi. Şayanı hayrettir. Artık adi bir mendil altında çiğnenen bu muhitte hala bir saltanat, bir hükümet, bir varlık farzedenler vardı.
Sayfa 102Kitabı okudu
915 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.