Artık geceleri de gündüzleri gittiği kadar yol gidiyordu. Yığıldığı yerde kalıp dinleniyor, içinde ölmekte olan yaşam alevi ne zaman titreşip cılız bir ışık saçarsa, o zaman yoluna devam ediyordu. Artık bir insan olarak çaba harcamıyordu. Onu çabalamaya iten tek şey içinde yanan, sönmeye niyeti olmayan yaşam ışığıydı. Artık acı çekmiyordu. Sinirleri körelmiş, hissizleşmişti, zihninden yalnızca tuhaf görüntüler ve tatlı düşler geçiyordu.