Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Günümüz Türkçesiyle

Ateşten Gömlek

Halide Edib Adıvar

Ateşten Gömlek Sözleri ve Alıntıları

Ateşten Gömlek sözleri ve alıntılarını, Ateşten Gömlek kitap alıntılarını, Ateşten Gömlek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizi durdurdu ve yanımıza geldi, geçeceğimiz karma bir Çerkes köyü hakkında bize bilgi verdi. İstanbul’dan birtakım şübheli adamların oraya geldiğini, kendimizi bunlardan sakınmamızı öğütledi. Nihayet en doğal sesiyle: — Saffet Bey, Kaymaz’da saklıdır, dedi. İkizce’yi sağ geçerseniz, onu orada bulursunuz. Haydi uğurlar olsun Ağam! Bizi hayret ve merak içinde bıraktı, gitti. Bu da mutlak Kuvâ-yi Milliyye’dendi. Çünkü biz dün gece ihtiyarın tedbirli yüzünden endişe ederek hiç Saffet Bey’den söz etmemiştik.
Reklam
Bu sabah doktor geldi. Yanımda uzun oturdu, konuştu. Bu haftanın sonunda ameliyat kesin. Bende bugünlerde düşüklük var. Sanıyorum ki, ben denilen şey başımdaki birkaç yüz ve onların anılarından ibaret. Bunları anlattıkça boşalıp yavaş yavaş bitiyorum. İçimde dökeceğim son bir Sakarya kaldı; asıl facia ve son perde...
Sayfa 129Kitabı okudu
Yakup Kadri'ye açık mektubundan:
Kim bilir, o uzak gelecekte Türk gençliğinin sırtındaki "Ateşten Gömlek " ne kadar bizimkilerden başka olacaktır.
Sayfa 13 - Can Yayınları
ikisi karşı karşıya oturdukları zaman birbirlerine bakmadan görüyor, birbirlerini hissediyorlardı.
Gün kurşuni. Başım biraz yorgun ve içim titriyor. Gök ışığını benim için kısmış gibi; içimde dinlenmek ihtiyacı var, içimde hafif gıcıklayıcı bir tebessüm var.
Reklam
Artık ikinci haftanın sonundayız. İki ordu da soluyor, gözleri ateş gibi yanıyor ve dizlerine kadar kan içinde yürüyorlar. Hangi tarafın başı daha sağlam? Hangi taraf bu kan içinde başı dönmeden, gözleri kararmadan yumruğunu hasmının kafasına nişan alarak indirecek? Bunu sorduğum anla cevap aldığım an birbirinden o kadar uzak değil.
Sayfa 154
Ne kürsünün üstündekileri seçebiliyor ne de ne söylediklerini duyuyorduk. Bazen bir kadının tiz sesi alanı yırtıyor; bazen bir erkeğin gür kelimeleri dağılıyor. Yalnız Mehmet Emin Bey'in' beyaz başını, milli bir aziz gibi, bir evliya gibi seçtim. Askerlere doğru eğilmişti. Sakat askerlerin topun karşısında sükûnla duran geniş, sakat göğüsleri sarsılıyor, başları eğilmiş, yüksek sesle ağlıyorlardı. Ayşe'nin de Cemal'le yanımda yüksek sesle ağladığını duydum ve döndüm. Yüzü bir azap maskesine benziyor, koyu yeşil gözlerinden yaşlar damla damla başlayarak ince billur bir gözyaşı sicimi uzun siyah kirpiklerinin uçlarından yanaklarına akıyordu. Ah, beyaz ve güzel memleketim! Bu meydanda birçok imparatorlar ve imparatoriçeler en tantanalı alaylar, yarışlar, resmi geçitlerle geçtiler. Fakat bu beyaz ve ezeli meydanı bütün bir milletin gözyaşıyla hiçbir tantanalı alay, hiçbir Bizans ve Osmanlı ihtişamı kutsamadı. Yeni Türkiye'yi doğuran gizemli ve tanrısal ruh mu bu töreni bu millete öğretti? Yoksa İzmir'in zümrüt yamaçları, altın meyveleri, bal akan bağları üzerinden geçen kan ve acı kasırgası mı burada yineleniyor?
Bu günlerde dikkatlice bakınca görüyorum ki bunları başkaları için değil, kendimiz için yaptık. Kendi içimizden kaynadık. Yoksa Fransızca, İngilizce yayınlar; değil Avrupa'da, İstanbul'da bile bizden yana olursa yayımlanmıyordu.
Sayfa 28 - Can Yayınları
Batının kafamıza indirdiği küsküden' bizim sersem ve şaşkın kaldığımız an, bunlar haykırışla bizi uyandırdılar. Doğu dünyasında ilk yumruğunu zulme kaldıran, ilk yeni ruhla atılan bu günahkar çocuklardı. Şimdi bunlar uzaktan, pek uzaktan gelen bir ordunun ayak seslerini dinliyorlar. Bunlar ilk ateş ve tehlikede çıplak vücutlarıyla ilk savunma hattını yaptılar. Şimdi arkadan rap rap ayak seslerini dinledikleri Türk ordusu geliyor. O bunlarla karışıp bunlardan mı olacak, yoksa bunları çiğneyip geçecek mi?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.