En Beğenilen Atilla'nın Sarayı'nda Bir Romalı Gönderileri
En Beğenilen Atilla'nın Sarayı'nda Bir Romalı kitaplarını, en beğenilen Atilla'nın Sarayı'nda Bir Romalı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Atilla'nın Sarayı'nda Bir Romalı yazarlarını, en beğenilen Atilla'nın Sarayı'nda Bir Romalı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...devletin ve imparatorluğun hazine kaynakları lüzumlu harcamalara, ihtiyaçlara değil fakat saçma gösterilere, boş, faydasız, şan, şöhret dolaşmalarına, sefalarına, ölçüsüz zevklere ve ihsanlara haşredilmişti.
Priskos, eserinde, Avrupa Hunları'ndan bahsederken çoğu kez İskit ve Barbar tabirlerini kullanmıştır. Bu onun eski Grek ananesinden kurtulamadığını göstermektedir. Zira çok daha evvelki devirlerden beri Grekler, kendi dışında olan milletleri Barbar ve İskit, yaşadıkları coğrafi sahayı da İskitya olarak adlandırmışlardır...
“Theodosius ve Attila’nın parlak ve asil babalarının oğulları olduğunu ve onun kendi babası Mundiuchus’dan aldığı soyluluğu muhafaza ettiğini fakat Theodosius’un babasından aldığı asilliği kaybettiğini, çünkü kendisine haraç ödediği için köle durumuna düştüğünü,bundan dolayı efendisine suikast hazırlayan bu kölenin doğru davranmadığını, kendisinin de Hadım kendisine teslim edilene kadar ona köle ismiyle hitap etmekten vazgeçmeyeceğini” söylemesini emretti.
Bize ve diğer "barbarlara" çok tatlı ve leziz yemekler getirildi. Diğer iskitlere ve bize gümüş tabaklarda, Attila’ya ise tahta tabakta et getirmişlerdi. Her cihette mutedil ve kanaatkar idi. Misafirlere altın ve gümüş kadehler verildiği halde "O"nun kadehi tahtadan idi. Sırtındaki elbiseleri, ayakkabıları, kılıcının kabzası, kılıfı ve atının takımları askerlerininkinden hiç de farklı değildi.
Ali Ahmetbeyoğlu, Priskos'un eserinin mevcut kalan kısımlarını çevirmekle kalmayıp, aynı kitap içerisinde Ammianus Marcellinus ve Jordanes'in eserlerine ilişkin iki makale daha eklemiş. Marcellinus'a göre Türkler ve Jordanes'e göre Avrupa Hunları başlıklı makalelerde, Priskos'un tarihine ek bir destek olmakla kalmamış, eseri daha kapsamlı bir hale sokmuş. Kitabın sonuç bölümünde Ahmetbeyoğlu, Priskos'un eserinin Türk tarihinin tetkiki açısından arz ettiği öneme ilişkin görüşlerini aktarıyor. Priskos tarihinin Avrupa Hunları ve Attila'nın bilgisinin gelecek nesillere aktarılması konusunda yüklendiği misyon ve önemi çok büyük. Bu sebeple her şeyden önemlisi Ali Ahmetbeyoğlu'na bu kadar önemli bir eseri tekrar çevirip, tarih-severlerin dikkatine sunduğu için kendi adıma büyük bir teşekkür sunuyorum.
Bir provokasyon yok iken sık sık dostlarıyla da kavga ederler bazen bunu aynı günde birden fazla yaparlar ve bir aracı olmadan tekrar arkadaşlık kurarlar.