Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atlas Vazgeçti 3. Bölüm: Gerçek Gerçektir

Ayn Rand

Sayfa Sayısına Göre Atlas Vazgeçti 3. Bölüm: Gerçek Gerçektir Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Atlas Vazgeçti 3. Bölüm: Gerçek Gerçektir sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Atlas Vazgeçti 3. Bölüm: Gerçek Gerçektir kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Doğru mu anladım? İkiyüz milyon dolar parası olan Bay Mulligan, arabasını kullandın diye senden yirmibeş sent mi alacak?” “Doğru.” “Ulu Tanrım, sana arabayı nezaketen veremez miydi?” Galt oturup bir an ona baktı, yüzünü inceledi, sanki onun da kendi yüzündeki eğlenen ifadeyi görmesini sağlamaya çalıştı. “Bayan Taggart,” dedi. “Bu vadide yasalarımız yok, kurallarımız yok, hiçbir türlü resmi organizasyonumuz yok. Buraya geldik, çünkü dinlenmek istiyorduk. Ama bazı âdetlerimiz var. Onlara hepimiz uyarız, çünkü onlar, uzak kalmak istediğimiz şeylerle ilgili. Sizi şimdiden uyarsam iyi olacak, bu vadide bir tek yasak kelime varsa o da ‘vermek’ kelimesidir.”
Sayfa 22 - "vermek"Kitabı okudu
“Ama ilerlemek için sana gereken mesafe nerede? Piyasan nerede?” Wyatt keyifle güldü. “Piyasa mı? Ben artık kullanım için çalışıyorum, kâr için değil...yani kendi kullanımım için...yağmacıların kârı için değil. Piyasam da yalnızca benim hayatıma bir şeyler katanlar...onu kemirenler değil. Piyasa dediğin, ancak üreten insanlardır, yalnızca
Reklam
Servet dediğin şeyin,insanın hayatını genişletmekten başka bir anlamı var mı?
Sayfa 37 - Plato YayıncılıkKitabı okudu
Yaşayan her şey büyümeli. Olduğu gibi duramaz. Ya büyürüm ya da yok olurum.
'Hepsi aristokrat,o doğru,"dedi Wyatt."Çünkü sünepe iş diye bir şeyin olmadığını biliyorlar.Yalnızca o işlere burun kıvıran sünepe adamlar var."
Bulabildiği en yetenekli insanı işe almayan kişi, sahtekarın biridir ve çalıştığı dala layık değildir. Bana sorarsan dünyanın en kötü adamı, her suçludan daha iyi İğrenci, bir insana fazla iyi diye iş vermeyen kişidir.
Reklam
Daha sonra küçük tuğla bir yapıya geldiler. Onun da kapısında, “Mulligan Darphanesi” diye yazılıydı. “Bir darphane, öyle mi?” diye sordu Dagny. “Mulligan darphaneyi ne yapacak?” Galt elini cebine attı, iki küçük madenî para çıkarıp onun avucuna bıraktı. Pırıl pırıl altından dökülmüş minyatür disklerdi. Amerikan sentlerinden ufaktı. Nat Taggart'ın gününden beri kullanılmayan eski paraların boyundaydı. Bir yüzünde Özgürlük Anıtı, öbür yüzünde de, "Amerika Birleşik Devletleri - Bir Dolar” yazıları vardı. Ama basılış tarihlerinden son iki yıl içinde basıldıkları anlaşılıyordu.' “Burada kullandığımız paralar bunlar,” dedi Galt. “Midas Mulligan döküyor bunları.” “Ama...kimin yetkisiyle?” “Paranın üstünde yazılı. Her iki yüzünde de.” “Bozuk para olarak ne kullanıyorsunuz?” “Onları da Mulligan döküyor. Gümüşten. Bu vadide başka türlü para kabul etmiyoruz. Objektif değerlerden başkası geçerli değil.”
Sayfa 44 - Vadi'de paraKitabı okudu
Andımız
Binanın kapısı dümdüz bir tabaka paslanmaz çelikti. Güneş altında mavimsi bir ışıkla parlıyordu. Üzerindeki granite, binanın dikdörtgen ciddiyetinin tek süsü olarak, bir yazı yazılmıştı: HAYATIM VE HAYATIMA OLAN SEVGİM ADINA YEMİN EDERİM Kİ, HİÇBİR ZAMAN BİR BAŞKA İNSAN İÇİN YAŞAMAYACAĞIM VE BAŞKA BİR İNSANDAN BENİM İÇİN YAŞAMASINI İSTEMEYECEĞİM.
Hayatım ve hayatıma olan sevgim adına yemin ederim ki hiçbir zaman bir başka insan için yaşamayacağım ve başka bir insandan benim için yaşamasını istemeyeceğim.
“Sergilemediği değerler için alkışlanır, üretmediği şeylerin parasını alır. Ama biz... yetenekli olmak suçunun sahipleri olan biz, onun emirleri altında çalışıp onu beslemek zorunda kalırız, tek ödülümüz de onun keyfi olur. En büyük katkıyı biz yaparken, en az söz hakkı bize verilir. Düşünme kapasitemiz daha yüksek olduğu için, kendi düşüncelerimize sahip olmamıza izin verilmez. Eyleme geçecek kararlar alma hakkına sahibiz, ama kendi seçtiğimiz eylemlere geçmemize izin verilmez. Çalışamayacak insanların çıkardığı yönergeler ve kontroller altında çalışırız. Enerjimizi onlar kullanır, çünkü kendi enerjileri yok, üretimimizi de onlar kullanır, çünkü üretemiyorlar.”
Reklam
Atilla ve Mistikler
Mistikler sorumsuz bilinç peşindeydi;kendi karanlık duygularının akıldan üstün olduğunu idda ediyorlardı,bilginin nedensiz,kör püskürmeler halinde geldiğini,bunlara körü körü itaat edilmesi gerektiğini,bunlardan kimsenin kuşku duyamayacağını savunuyorlardı.Krallar ise pençeleri ve kaslarıyla yönetiyorlardı.Yöntemleri fetih,amaçları yağmaydı.Kullandıkları gücün aracı sopaları ya da silahlarıydı.İnsan ruhunun savunucuları da onun midesi için kaygılanıyordu...Ama her ikisi de onun aklına karşı olma noktasında birleşiyorlardı.
Fakat sonunda cezaevi yapıp o adamları içeri tıktılar
Bunca yüzyıllık akılsızlığa tapınma sırasında insan hangi duraksamalara tahammül etmeyi seçmişse,hangi tür gaddarlıklar uygulanmışsa,hepsi aslında buğdayın su verilirse büyüyebileceğini,kavisli dizilen taşların bir ark oluşturacağını,iki ile ikinin dört ettiğini,işkencenin sevgiye hizmet etmediğini ve hayatın yıkımla beslenemeyeceğini görebilen insanlar sayesinde sürebildi.O insanların sayesinde diğerleri,insan olma kıvılcımını yakalayabildikleri anları yaşayabildi ve varoluşlarını sürdürmeleri ancak o anlar sayesinde mümkün oldu.Onlara ekmek pişirmesini ögreten,yaralarına pansuman yapmasını ögreten hep akıllı adamdı...Fakat sonunda cezaevleri yapıp o adamı içine tıktılar.
Düşünenler eğer düşüncenin varlığını inkar edenleri, farklı bir düşünce ekolü olarak kabullenirse, aklın yıkımına imkan sağlamış olur.
Kendini feda etme inancı o belirsiz rotasının sonuna vardığı zaman, insanlar adaletin yolunu tıkamakta kullanılacak kurban bulamayıp, işin kendilerine döneceğini gördükleri zaman, kendini feda etme vaazları verenler, bu öğüdü tutacak kişilerin feda edecek bir şeyi olmadığını, feda edecek şeyi olanların da, artık feda etmek istemediğini gördükleri zaman, insanlar yüreklerinin de, kaslarının da kendilerini kurtaramayacağını anladıkları, ama lanetledikleri aklında artık yardım Çığlıklarını duyamayacak kadar uzaklarda olduğunu gördükleri zaman, ellerinde otorite numarası yapacak güç kalmadıgı, yasalardan geriye bir tortu bile kalmadıgı,ahlaktan eser kalmadıgı,onu yeniden elde edecek Umut da, güçte, yol yordam da kalmadığında… İşte o zaman geri dönüp dünyayı yeniden inşa edebiliriz.
"Kılıcı eline alan, kılıçla ölür."
Sayfa 82 - Plato Film YayınlarıKitabı okudu
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.