Az önce kalktığım koltuğa. Sıcaklığım yitmemişti koltukta. Aradığım, yıllar yılı arayıp bulamadığım sanki buydu. Bu sıcaklık. Kendimin. Belki tam bu değildi. Ama ona yakın bir şey. Bir şey? Neydi?
Yeniden doğuyordum sanki. Evet, bir doğum sancısı (olmalı bu) çırpınırken. "Kim kesecek göbeğimi bu kez?" Sorularla, hayır bir tek soruyla (o da neydi, bir tek soru ama neydi?). Cevapsız doğuyordum boşlukta.