"Frankenstein'a benziyorum."
"Çok güzelsin."
"Saçı kuaförlük okulundan terk biri tarafından kesilmiş bir Frankenstein'a hem de."
Gözlerimiz yine buluştu. "Benim gözümde hiç şu ankinden güzel olmamıştın."
"Gözlerini bir doktora göstersen sen."
Hafifçe gülümsedi. "Sen de kafanı göster."
“Kimileri der ki, hayat sana limon verirse limonata yaparsın. Fakat hayat sana canına okumayı aklına koymuş, gözü dönmüş bir tanrı verirse savaşa hazırlanır, cennete gitmeyi umarsın.”