Veeee AVCI...
Efsaneydi, kusursuz!
İkinci kitap sonundan sonra bekleyiş hayli zorluydu ama üçüncü kitabı okuyup bitirince iç sesim konuştu adeta asıl zorlu bekleyişi şimdi göreceksin diye.
Bombaydı! Şu finali ifade edecek başka bir kelime yoktur kesinlikle. Sonunda olanları düşününce dördüncü kitap için aklınızda bir şeyler canlanıyor ister istemez ve o zaman diyorsunuz final kitabında daha fazla bomba patlayacak.
Karakterleri aşırı özlediğimi farkettim. Bu yüzden başlar başlamaz kitabı yarılamış olabilirim. Ve bunda en büyük etken yazarımızın kalemi, gidişat ve olaylar... Her şey çok iyi ayarlanmış. Kalemi okurken size yabancı fantastik bir film izliyormuşsunuz tadı veriyor. Sahneler bir bir gözünüzün önünden geçiyor. Hem heyecanın dibine vuruyorsunuz hem de ağlama krizlerine giriyorsunuz. Bunlarla beraber aşk dolu cümlelerle eriyip, aksiyon dolu sahnelerle yerinizde duramıyorsunuz. Anlayacağınız her türlü duygunuz everestte.
Benim için kitabın artı yönlerinden biri de fazla karakteri olması oldu. Ve birçoğunun ağzından bölümler yazılmış. Burada şu kişi nasıl hissederdi diye düşünmüyor, herhangi bir eksiklikte hissetmiyorsunuz. Kurguda fantastik yönünden en çok nemflerin olduğu kısımları sevdim. Yeşil yapraklı ağaçlarda yaşayan Dryadlar, Moss onlardan biri. Ve kızıl yapraklı ağaçların ruhları Hamadryadlar, Arlow da onlardan biri. Ve tabii ki küçük Hamadryad Akila. Jay ile tanışmaları ve birbirlerine hırlayarak anlaşmaları en favori sahnemdi. Baya eğlendim diyebilirim. Aynı şekilde Brandon'ın Hamadryadların ormanına ayak bastığı zaman yaşadığı korkuyla kahkalarımı tutamadım, çok iyiydi.
Çok güzeldi çok sevdim ve şiddetle de tavsiye ederim. Emin olun ki okurken sıkılmayı bırakın, elinizden bırakamayacaksınız.
Avcı M. Rise