Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Roma İmparatorluğu'ndan Hitler Almanyası'na

Avrupa Tarihi Üzerine Yazılar

Önder Kaya

Öne Çıkan Avrupa Tarihi Üzerine Yazılar Gönderileri

Öne Çıkan Avrupa Tarihi Üzerine Yazılar kitaplarını, öne çıkan Avrupa Tarihi Üzerine Yazılar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Avrupa Tarihi Üzerine Yazılar yazarlarını, öne çıkan Avrupa Tarihi Üzerine Yazılar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hanedan, I. Dünya Savaşı öncesinde artık eski ihtişamının çok uzağında kalmış ve âdeta Prusya liderliğinde 1871'de kurulmuş olan Almanya'nın gölgesinde eski bir monarşi durumuna düşmüştür. Hatta 1938'de Avusturya, yaşadığı buhranların da etkisiyle Hitler Almanya'sıyla birleşme yoluna gidecektir. 1867'den itibaren Avusturya-Macaristan İmparatorluğu olarak anılmaya başlanan devletin son 70 yılına İmparator Franz Josef damgasını vuracaktır. Talihin garip bir cilvesi olarak Avusturya Habsburgları tarihleri boyunca sürekli mücadele içinde oldukları Osmanlı Hanedanı ile aynı kaderi paylaşacak ve I. Dünya Savaşı sonrasında iktidarlarını kaybedeceklerdir. Belli dönemlerde Kutsal Roma Germen İmparatorluğu, Avusturya, İspanya, Portekiz, Hırvatistan, Bohemya, Erdel, Meksika, Toskana, Modena, Parma gibi bölgelerin idarecisini yapan bu köklü hanedanın hükümdar olan son üyesi, 1922 yılına dek Macaristan tahtında oturacaktır.
304 syf.
1/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Subjektif bir anlatim tercih edilmis. Tarihten anektodlar tadinda ve daha çok osmanli tarihi gibi.. ilginc seyler ogrenmedim degil ama beklentim bu degildi. Dili sade ve akici hizli okunabiliyor.
Avrupa Tarihi Üzerine Yazılar
Avrupa Tarihi Üzerine YazılarÖnder Kaya · Kronik Kitap · 2018472 okunma
Reklam
Hristiyanlıktaki dört büyük İncil'den biri olan "Marko İncili"ni yazan Aziz Marko'nun rölikleri yani kutsal kalıntıları, gömülü olduğu İskenderiye kentinden kaçırılarak Venedik'e getirilmiştir. Söz konusu girişim, Venedik'in ilerleyen yıllarda da teşebbüs edeceği farklı bölgelerdeki değerli eserlerin ülkelerine taşınması geleneğinin bir habercisidir.
Sayfa 88
Sparta toplumunda hayatta kalmak için yapılan hırsızlık suç kabul edilmezken yakalanmak büyük ayıp sayılırdı. Bu sebepledir ki hırsızlık yaptığı sanılan kişi, çaldığı için değil, yakalandığı için şiddetli biçimde cezalandırılırdı.
Sayfa 22
VENEDİK'İN DENİZ İLE EVLİLİĞİ
Bizans'ın X. yüzyıldan itibaren güç kaybetmesi, Venedik'in bağımsız hareket etmesinin önünü açar. 991'de dukalık makamına getirilen II. Pietro Orselo, âdeta bu kopuşun en somut örneği konumundadır. Kendisi 999'da Adriyatik'in kuzeyinde bulunan İstirya sahillerini tamamen korsanlardan temizledi. Bir yıl sonra hem bu zaferi yaşatmak hem de Hz. İsa'nın göğe yükselişini anmak amacıyla duka, "Venedik'in denizle evliliği" ritüelini başlattı. Bu ritüel çerçevesinde duka denize açılır ve "Desponsamus te, mare nastro, in signum veri perpetique dominii" yani "Ey deniz, sonsuz egemenliğin bir işareti olarak seninle evleniyorum" dedikten sonra parmağındaki altın yüzüğü denize atardı. Bu suretle, Venedik'le deniz arasındaki kutsal ilişkiyi göz önüne serer, şehrin haşmetinin kaynağı olan denize şükranlarını sunardı. Orselo bu tarihten itibaren "Venedik ve Dalmaçya'nın dukası" unvanını kullanacaktır. Aynı Orselo, Venedik'in yükselen gücünün bir nişanesi olarak Bizans sarayından bir gelin alma onuruna erişecektir. İmparator II. Basileos, dükün oğlunu Bizans sarayından bir prensesle evlendirecektir. Yaklaşık bir asır kadar sonra Venedik, artık Bizans için ciddiye alınması gereken önemli bir müttefik konumundadır.
II. FRIEDRICH VE İSLAM DÜNYASINA BAKIŞI
Fransızca, Almanca, İtalyanca, Latince, Grekçe ve Arapça olmak üzere altı dil bilen ve oldukça entelektüel bir portre çizen Friedrich, İslam kültürünün hayranı bir kişilik olarak karşımıza çıkar. Kendisi, İslam inancına sempati duymaktan çok, İslam kültürünün o devirde ulaştığı konumun hayranıdır. Çevresinde Müslüman âlimlere yer verdiği gibi, kendisini eğiten hocalardan en azından birinin de Müslüman olduğunu biliyoruz. Zira Friedrich, ileride ayrıntılarına gireceğimiz VI. Haçlı Seferi'ne çıktığı sırada Akka önlerinde iken hocalarından bir tanesi namaz kılmak için kendisinden izin isteyecektir. Yine Friedrich, 1250'deki ölümüne kadar Doğu İslam dünyası ile iletişimini hiç kesmemiş, bilhassa Eyyubi hanedanı ile ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkilerini hep diri tutmuştur. İşte bu özellikleri, yaşadığı çağda kendisinin rakipleri tarafından heretik yani sapkın veya en azın dan imanı zayıf bir kişilik olarak takdim edilmesine yol açmıştır.
Reklam
Roma-Helenler
İtalya'nın güneyi Hellen kolonistler tarafından işgal edildiğinden dolayı M.Ö. VI. yüzyıldan itibaren "Megale Hellas" yani "Büvük Yunanistan" olarak tanınırdı. Bilindiği üzere Yunan coğrafyası tarımsal açıdan sorunlu bir bölgedir. Bu nedenle denizcilikle uğraşan Yunanlar, M.Ö. VIII. yüzyıldan itibaren gerek Karadenizde gerekse de Akdenizde bir dizi kolonileşme faaliyetinde bulunacaklardır. Helen kentleri, ilerleyen yıllarda idari, dini, kültürel alanlarda Roma'yı da derinden etkileyeceklerdir. Pek çok Helen mitosu, Yunan tanrıları ve Yunan alfabesi, onlar vasıtasıyla yarıma dava girecektir.
Galyalıların şefi konumundaki Brennus'un ağzından çıkan "Vae Victis" yani " Veyl mağluplara" sözü, Batı'da darb-ı mesel olacaktır.
“Barbaros, denizcilik yaşamının ilk darbesini yediği Doria’yı, Akdeniz’den silerek intikamını çok acı almıştı.”
Sayfa 115Kitabı okudu
Roma
Roma, olağanüstü durumlarda diktatör seçme yoluna gider. Diktatörler senatus tarafından altı aylığına geniş yetkilerle donatılan idarecilerdi.
326 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.