Avukatlar Nasıl Yoldan Çıkar?
Jean StefancicEn Eski Avukatlar Nasıl Yoldan Çıkar? Sözleri ve Alıntıları
En Eski Avukatlar Nasıl Yoldan Çıkar? sözleri ve alıntılarını, en eski Avukatlar Nasıl Yoldan Çıkar? kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çağ yarat, metafor bul.
Güvenliği olmaksızın hukukun
olamaz bir toplum tasavvuru.
İşleyen bir şiir olmaksızın hiç bir toplum anlayamaz insanı.
ArchibaldMacLeish Apologia (1972)Kitabı okudu
Formalizm, özünü saplantılı bir şekilde adalet gereksiniminin ötesinde arayan bir zihin alışkanlığı ve toplumsal örgütlenme türüdür. D.H. Lawrence'in yakındığı kaba sanayileşmenin fikri düzeydeki yansıması olan formalizm - düşünce ve muhakeme- nin sistematik olarak düzenlenmesi -, hayatı, çalışma ve meslek yaşamından çıkartıp, bunları özden, zenginlikten, somutluktan ve insana ilginç gelebilecek her şeyden mahrum bırakarak işler.
Hukuk eğitiminde formalizm kendisini, kuralların ve doktrinlerin, toplumsal bir akıl yürütme ve siyaset pahasına öğretilmesi olarak gösterir. Tutarlılık, rasyonalite, kurallar gibi içsel değerleri müphemlik, heyecan ve sosyal bağlam veya rekabet halindeki çıkarlar ve anlatılara yeğ tutarak göklere çıkarır. Edebiyatta, çalışma alanını geleneksel batı ölçütlerine indirgeme arzusu şeklinde karşımıza çıkar. Edebi yorumda dikkatimizi, yazara veya eserin yazıldığı zaman ve ortama değil, metne ve anlama odaklar.
Bir makine olması imkansız olanı, yani insanı, makine haline getirmeye çalışır. Topluma zarar veren ve ruhu söndüren formalizm bizi bürokrasiye, büyük şirketlere ve devlete mensubiyete ha- zır eder.
Orta yaşlarında, İtalya'da Rapallo'da yaşamaktayken, tuhaf ekonomik teoriler benimseyip, savaş zamanında lehine propaganda yayınları yaptığı Mussoli'nin ve İtalyan faşizminin hayranı haline geldi.
MacLeish yıllar sonra, ihanetle suçlanırken, cezai ehliyetsizlik nedeniyle on yıl boyunca St. Elizabeth Hastanesi'ne kapatılan Pound'un imdadına yetişir.
günümüz avukatlarının mesleki memnuniyetsizliğini - ki, bu yüksek ücretli profesyoneller arasında işten ayrılma, tükenmişlik duygusu, alkol ve ilaç bağımlılığı, boşanma ve intihar oranları son derece yüksektir - özetlemektedir. Pek çoğu için bu memnuniyetsizlik, hukuk fakültesi ile başlar.
Meslek icra edilirken fatura edilebilir measi saati, kısıtlayıcı uzmanlaşma ve ortaklık statüsü kazanma baskısı gibi zorunluluklar bu memnuniyetsizliği artırır. Avukatların çalışma yaşamlarındaki mutsuzluk, toplumda avukatlara yönelik hayalkırıklığı şeklinde karşılık bulur.
Ölçüsüz şekilde devletçi gelenek ile küstah özel şirketler karşısında cüretkar, düşünceli ve bağımsız hukukçulara olduğu kadar, hastalarının esenliğini formalitelerin ve idari zorunlulukların üstüne koyabilecek, işlerinde mutlu, duyarlı hekimlere de ihtiyacımız var.
Manik kişilikli ve aşırılıklara düşkün olan Pound, orta yaşlarında ciddi şekilde dengesiz bir haldeydi. Irkçı ve anti-semitik görüşler benimsiyor, MacLeish ve ikinci dünya savaşının Amerikalı müellifleri ile alay ediyor ve faşist İtalyan rejiminin propagandasını yapıyordu.
Ondan evvel hiçbir Amerikalı yazar, ihanetle suçlanmamış, deli ilan edilmemiş ve belirsiz bir süre için akıl hastanesine kapatılmamıştır.
Çocukluğundan söz ederken göçmen dalgasını "canlı ve kirli hayvanlıklarının şaşaası ile sekizinci cadde boyunca yayılıyorlardı" şeklinde tarif ediyordu.
14 Aralık 1998 tarihli New York Times, s. 4 (Sıradan insandan nefret eden Pound, 1914'te Poetry dergisine, şiirin sıradan insana tabi olmadığını söylemektedir. Aksine insanlık "çöp, gübre ve dışkı yayar ve sanat ağacı da bu topraktan çıkar. Büyük sanatçıyı bu güruh yaratmaz. Onlarsa bu zemin üzerinde başıboş şekilde gezinir").
Bu dönemde Pound'un kişiliği arsızca bohemdi. Kurallardan nefret ediyor ve sıkıldığında, örneğin bir akşam yemeği masasında, masada duran çiçekleri yemeye başlayabiliyordu.
Taze bir güzellik ve dinçlikle yazıyor.... modern şiirin donuk ruhuna başkaldırıyor.