Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Ay Sarayı
Paul AusterYüksek Puanlı Ay Sarayı Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Ay Sarayı sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Ay Sarayı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ana temasının rastlantılar olduğu ve severek okuduğum bir Paul Auster romanı.
Bu romanda hayatındaki bir dizi talihsiz rastlantıya rağmen hayatta kalmayı başaran ve sonuçta yeni bir başlangıç yapan Marco Stanley Fogg'un maceraları anlatılır. Bir öksüz olan Marco, parasızlık nedeniyle Central Park'ta yaşamak zorunda kalır ve şans eseri arkadaşları onu kurtarırlar.
Romandaki döngüsel olay örgüsünün ilerleyen safhalarında, soy ağacındaki taşların yerine oturmasından sonra Marco'nun benliği yeni bir anlam kazanır. Baba figürü konusunda oldukça hassas olan Auster'ın bu romanında büyükbaba, baba ve oğul arasındaki ilişkiler tüm çarpıcılığı ile ele alınmıştır.
Auster'ın yaptığı betimlemelerin romanın şiirsel havasında oldukça büyük bir katkısı vardır ve özellikle ayın binbir türlü metaforik anlamı insanı düşünmeye ve çoğu zaman gülümsemeye sevkeder. ayrıca, bazı karakterler açısından diğer romanlarına yaptığı göndermeler de cabasıdır. İşin ilginç yanı ise bunları anlayabilmek için diğer romanlarından en azından birisini okumuş olmak gerekir.
Ay Sarayı /Paul Auster
Romanın kahramanı Marco Stanley Fogg, kıpırdamamaya, çalışmamaya, yemek yememeye ve bütün bunların doğuracağı riskleri olası sonuçları göze almaya karar verir. Böylece, nereye kadar gidebileceğini bu süreç içinde neler olup biteceğini merak eder. Auster’ın ince zekasıyla hicvin buluştuğu roman, okumayı sevenler için keyifli bir seçenek.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Arka kapağında kahramanımız Marco Stanley Fogg’un artık çalışmamaya, yemek yememeye başlaması ve bunların sonunun nereye varacağının yarattığı merak üzerine kurulu bir hikaye olduğu bilgisi veriliyor. Ben de eserin bu kurgu üzerine kurulu olduğunu düşünüp okumaya başladım. Ancak bunun eksik ve yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. Bahsedilen ruh hali M.S. Fogg’un hayatının yalnızca bir döneminden ibaret ve roman bu çözümleme üzerine kurulu değil. Bu süreçteki ilginç karşılaşmalar, tanışmalar, mecburiyetler kahramanımızı tahmin edemeyeceği olay ve durumlarla yüzleştiriyor. Kendi geçmişinin tozlu sayfalarını aralayıp yazgısındaki bilinmeyenleri kahramanımıza gösterirken, bizlere de hikaye içinde hikayelerle üç kuşağı anlatıyor.
Kurgu tahmin edemeyeceğimiz şekilde ilerlerken zaman zaman farklı çevrelerden kişilerin eserin kadrosuna dahil edildiğini görüyoruz. Abartılı rastlantıların, eserin okuyucu üzerindeki etkisini azalttığını düşünüyorum. Çizilen karakterlerin geneli fiziksel ve ruhsal açıdan ilginç tipler. Yazarın üslubu ve kullandığı ifadelerse etkileyici. Bilim, kültür, sanat ve edebiyat açısından bilgilenmemizi de sağlaması da güzel.
Kitap bittikten sonra ilk sayfasının aslında son sayfa olduğunu fark ediyoruz. Bu sebeple ilk sayfanın yeniden okunması faydalı olacaktır.
İç içe geçmiş olaylar, harika bir kurgu ve müthiş bir hayal gücü. Beğendim mi? Elbette evet. Ama Paul Auster’in daha güzel kitaplarını okudum. Ve bu kitap onlar kadar zeka ürünü ve şaşırtıcı gelmedi bana.
Ay Dünya Güneş
Çekicilik...
Bu şekilde ifade etmemin sebebi konu ve yazar ne kadar ilgi çekici de olsa, kitap bir türlü beni içine çekmedi.
Uzun, edebi ve ağdalı cümlelerin yanı sıra alıntı yapılabilecek bir sürü ifade olmasına rağmen kitapta bir şeyler eksik.
Bir anda yükselen, heyecanlandıran bölümler yok değil.
Kurgusal bir karmaşa ve rastlantılarla ilerleyen zoraki bir öykü.
Okunur mu ? Evet ama beklentilerimin altında olduğunu söyleyebilirim.
Kitap rastlantılar üzerine kurulu bir hayat hikayesini anlatıyor. Birden fazla hayat hikayesini daha doğrusu. Birbirleriyle tamamen rastlantı sonucu tanışmış insanların aslında yıllar öncesinden nasıl birbirlerine bağlı olduklarını okuyoruz.
Auster kitaplarında diğer kitaplarındaki karakterlere hep kıyıda köşede yer verirmiş, bundan sonra okuyacağım kitaplarında bunu aramak çok zevkli olacak
Kitaptaki semboller de kitabın en güzel ayrıntılarından biri. Ayın döngüsünün hikayedeki 3 ana döngüyü sembol etmesi beni çok etkilemişti.
Normal hayatta tanısanız sevmeyeceğiniz karakterleri, Auster'ın iç dünyalarını, kusurlarını ve zaaflarını anlatmış biçiminden sever oluyorsunuz. Fogg ve Effing benim için öyle iki karakterdi
Paul Auster ile tanışma kitabımdı ve hayran kaldım kurgusuna.
Sürekli farklı farklı konulara geçiyor gibi olsa da olaylar sonunda birbiriyle bağlanıyor ve çok etkileyici bir kurgu ortaya çıkıyor.
O kadar farklı bir kitaptı ki benim için, çok sevdim. Herkes okumalı.
Yalnızlık ve Kader...
Kader kaçınılmaz, bu eser de bunu görüyorsunuz. Ne yaparsanız yapın olmayınca olmuyor. O belli olan son sizi bulup geliyor.
Eser tesadüflerin ve bir kader romanı. Hayatınızda karşınıza çıkabilecek tüm tesadüflerin sizi bulduğu bir roman.
Ayrıca tam bir yalnızlık kitabı. Her bir akrabasını, kendisine yakın hissettiği birisinin elinden kayıp gittiğini ve elinizden hiçbir şeyin gelmediğini görebiliyorsunuz. Hep bir boşluk içerisinde, hep bir varolma çabası içerisinde kaçınılmaz sona doğru giden bir hayat.
Eserdeki 3 ana karakter dışında ilginç karakterler, savaşlar, silahlı çatışmalar, adam öldürmeler, çölde yalnız geçirilen 1,5 yıl, aşk, ayrılık, kitaplar, insanlar ve güven ve bana göre çok berbat, mutsuz, kötü bir son.
Çok basit konulu bir eser olmasına rağmen, aklımda fazlasıyla yer edebilecek bir eser.
#1001kitap~~~
~~~Yaşamımızı 1yığın rastlantı belirliyor.~~~
"Ay Sarayı", Auster, Amerika'nın efsanevi rüya manzarasına karşı, sevgiyi, babasını ve kökeni ile kaderinin bilmecesinin anahtarını arayan 1yetim olan Marco Stanley Fogg'un tuhaf durumlarını zekice aktarır. Baba, yaşam, aşk ve kardecilik üzerine 1roman olup, gerçek ya da veya fiili