Ay Sarayı,
Yazarın okuduğum üçüncü kitabı.okuduğum kitaplarında dilinden çok etkilendim; dördüncü kitabını da sipariş ettim.
Babası hakkında hiçbir şey bilmiyor Marko Stanley Fogg. Fogg,
trafik kazasında 11 yaşında annesini de kaybediyor. Dayısı tarafından büyütülüyor. Çocukluğu ve ilk gençliği; dayısı Viktor’un sevgisi, kitapları, dayısının geçimini sağladığı klarnetiyle şekilleniyor…
Dayısının ölmeden önce Ona bırakabildiği 1492 kitap ve çok sevdiği klarnet olabiliyor… Edebiyat Fakültesi’ndeki öğrencilik hayatını sürdürebilmesi için kitapları okuduktan sonra paraya çevirmek zorunda kalıyor… Eşyasız öğrenci odasında masa, sandalye yatak olarak kullandığı kitapları, sattıkça eşyalarını da kaybetmesi hüzünlü bir ironi… Sokaklarda, parklarda yaşamak zorunda kalıp, ölümden dönen bir yaşam.
Yaşamının anlamını aramaya çalışırken; önüne çıkacak olan sürpriz buluşmalar, sürpriz ayrılıklar; #yazgı, #arayış, #fantezi ve #kuşak çatışması…Geçmişiyle ilgili cevaplayamadığı bilinmezlikler, iç içe sürükleyici bir dille anlatılıyor.