Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydın Sapması'ndan Aydın Ulemâ Profiline

Ali Bulaç

Aydın Sapması'ndan Aydın Ulemâ Profiline Gönderileri

Aydın Sapması'ndan Aydın Ulemâ Profiline kitaplarını, Aydın Sapması'ndan Aydın Ulemâ Profiline sözleri ve alıntılarını, Aydın Sapması'ndan Aydın Ulemâ Profiline yazarlarını, Aydın Sapması'ndan Aydın Ulemâ Profiline yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şimdi yine Gazâlî’nin insan hakları kavramına dönersek, İslâmiyet’in hukukî güvence altına aldığı bu beş temel hakkın, insanın ve toplumun maddî, entelektüel ve ruhsal hayatını hedeflemiş her türlü yıkıcı ve öldürücü saldırıya karşı eksiksiz bir teminat oluşturdukları görülür. Kısaca özetlersek: 1) Dini korumak: İnsanın düşünce ve inanç
-meşru çerçeve içinde-
Bütün kadim kültürlerde varolan Tevhidî ve yararlı unsurları ortaya çıkaran ve onlara yeni bir hayatiyet kazandıran İslâmiyet, vahiy temeline dayalı bir din olarak, insanın ve toplumun politik, kültürel, sosyal ve entelektüel alanlarda tam özgürleşmesini ve bağımsızlaşmasını amaçlar. Bundan dolayı her türlü haksız kısıtlayıcı hüküm bu dinin
Reklam
İktidar ve bütün kurum ve kuruluşlarıyla devlet, özenle korunacak güçlü bir araçtır. Bu aracı yalnızca aydınlanmış, modern bilinç kazanmış sınıflar, seçkinler kullanabilir; eğer bu araç cahil, eğitimsiz, modern bilinç düzleminde henüz daha olgunlaşmamış halk yığınları eline geçerse; her şey berbat olacak: Karanlık aydınlığa, barbarlık
Emredici politikalar ve taşıyıcı araçlarla Batılı hakim kültür içinde yer almaya icbar edilen Batı-dışı toplumların birinci derecedeki sorunları, kendileri ile kendilerine yabancılaşmış aydınlar arasında varolan çatışmadır. Bu çatışma son bulmadıkça, halk kitleleri aydınların temsil ettiği kültürü “öldürücü”, aydınlar ise inatla tarihsel geleneğine ve kültürüne sarılan halkın kültürünü “ölü” görmeye devam edecektir.
Türkiye’de aydınlar ve iktidar elitleri kendilerini Batı’ya sabitlemişlerdir. Mesela komşularıyla yeterli hacimde ticareti olmayan ülkeyiz, aynı zamanda komşularıyla beşeri-kültürel ilişkileri olmayan ülke ayıbına da sahibiz. Komşularımızı Batı üzerinden anlıyoruz. Ortadoğu veya Avrasya hattında yer alan ülkeler hakkındaki bilgilerimiz ilkokul müfredatı seviyesinde bile değil. Ama bu aydınları rahatsız etmiyor. Türk aydınları, kendi sorunlarına Batı üzerinden bakıyorlar. Kendi kendilerine nasıl bakmaları, kendilerini nasıl idrak etmeleri gerektiğini de yine Batı’dan öğreniyorlar. Sadece Türkiye değil, Müslüman dünya aydınlarının ezici çoğunluğunun “ben idraki”ni Batılı paradigmalar teşekkül ettiriyor. Sonra da bir kısmı bağımsızlıktan, anti emperyalizmden söz ediyor. Kendi kendini oryantalize eden, yani sömürgeleştiren insanlar nasıl bağımsız olabilirler ki!
Bizde aydın, burjuvazi gibi devletin serasında yetiştirildi ve bugüne kadar hiç değilse Batı’daki gibi bir misyon üstlenmedi. Bundan dolayı, sivil ve askeri bürokrasinin koridorlarında gezip resmi dedikoduları bir “meslek mahareti”yle aktararak toplum üzerinde terör estiren köşe yazarlarına ve televizyon medyatörlerine “hala aydın” denebilmektedir.
Reklam
yıldızlar
Eleştiri bizatihi entelektüel ve ruhsal bir cesarettir.Bir insanın yaşadığı çağı sorgulaması ve eleştirme gücünü gösterebilmesi için "yıldız" olması gerekir.Zirvelerden dünyaya bakamayan nasıl her tarafı iyi görebilir ki ! Yıldız olmak ise herkese nasip olmaz...
Sayfa 17 - akademi yayınlarıKitabı okudu
Değişmeye karşı durmak ise, kendi doğal dinamikleri ile sürüp giden değişme olgusuna değil, değişmenin kendisine karşı çıkanlara zarar verir; onları toplumsal gelişmelerin dışına iter. Bugün yaşanan toplumsal ve kültürel değişme ortamında, aydınlar böylesine dramatik bir konuma geçmiş bulunmaktadır.
Sayfa 43
Batı, Türk aydını için bir tefekküre konu olan bir 'kavram' değil, hayranlık sebebi olan bir 'sembol'dür.
Türk aydınları, kendi sorunlarına Batı üzerinden bakıyorlar. Kendi kendilerine nasıl bakmaları, kendilerini nasıl idrak etmeleri gerektiğini de yine Batı'dan ögreniyorlar.
25 öğeden 16 ile 25 arasındakiler gösteriliyor.