Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi

Anthony Gottlieb

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi Sözleri ve Alıntıları

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi sözleri ve alıntılarını, Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi kitap alıntılarını, Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Spi­noza'ya göre, peygamberler, kimi zaman sadece ahlaki mesajlar veya hayatta işe yarayacak örneklerden fazlasını sağladıklarını düşünmüş olabilirlerdi. Fakat geleceği tahmin etmeye, spekülatif teolojik meseleleri veya mucize anlatılarını ele almaya kalkıştık­larında onları görmezden gelme hakkımız vardı, zira bu adamla­ra "olağanüstü derecede canlı bir hayalgücü ve olağanüstü olma­yan bir akıl bahşedilmişti." Aynı şey Yeni Ahit yazarları için de geçerliydi.
Leibniz, kavramlara sayılar verip onları matematiksel olarak işle­yerek, önerdiği dilin tüm entelektüel anlaşmazlıkları basit hesap meselelerine indirgeyebileceğine inanıyordu. Hatta dini hakikat­ler bile bu şekilde ayan beyan ortaya konabilir, böylece misyoner­ler de dinsizleri daha kolay bir şekilde imanlı hale getirebilirdi.
Reklam
La Peyrere (1596-1676), Kitab-ı Mukaddes'in insanlık tarihini değil, sadece Yahudilerin tarihini anlattığını, Adem'den önce (mesela Çin'de) başka insanların yaşadığını ve tufanın ise Filistin' de gerçekleşen yerel ölçekli bir olay olduğunu öne sürmüştü.
Hobbes'un siyaset felsefesi.
Hobbes'un siyaset felsefesindeki yöntemi, ütopyacılığın tam tersi­dir. Hobbes, Platon'un Devlet'te yaptığı gibi örnek bir toplum tarif etmektense, insanların kendi başının çaresine bakmak zorunda olduğu ve "onları hizaya getirecek ortak bir Gücün" bulunmadığı kanunsuz bir dünyanın ne kadar dehşet verici olduğunu tahayyül ederek başladı işe. Otorite mutlak ol­malı, yani siyasi gücü tekelinde bulundurmalıdır, zira egemenliğin yasama, yürütme ve yargı gibi organlara bölünmesi, otoriteyi zayıflatarak hükümdarın karmaşayı bertaraf etmesine engel olacaktır.
Leibniz'e göre, bu Newtoncı tez, Tanrı'ya hakaret ni­teliği taşıyordu ve Tanrı'nın, kendi başına işleyecek bir mekaniz­ma kuramayacak kadar yeteneksiz bir zanaatkar olduğunu ima ediyordu. Clarke'a göreyse esas dinsiz olan Leibniz'in fiziğiydi, zira Tanrı'ya düşen çok az şey vardı bu sistemde. Leibniz ayrı­ca, büyük mesafeler arasında işleyen gizemli bir gücü de içeren kütleçekim kavramına şüpheyle yaklaşıyordu.
Leibniz
Yoksulluk, işsizlik ve yetersiz eğitimin, mutsuzluğun başlıca sebepleri olduğunu yazmış, bu yüzden de halkın refahını artırmanın kilit noktalarından birinin bu olumsuzluklara karşı mücadele etmek olduğunu söylemişti. Bu mücadelede insanın elini taşın altına koyup iş dünyasına bulaşması gerekiyordu, zira yoksullara kendilerini geçindirmenin yolunu öğretmek gerek, sadece bağışlarla olmaz ... ayrıca tarımla ilgilenerek, zanaatkar­lara malzeme ve bir pazar sağlayarak, ürünlerini geliştirmeleri için onlara eğitim vererek ve ... üretim ve ticaret alanındaki suiis­timalci uygulamalara son vererek.
Geri15
56 öğeden 51 ile 56 arasındakiler gösteriliyor.