Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi

Anthony Gottlieb

Sayfa Sayısına Göre Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Aydınlanma Rüyası: Modern Felsefenin Yükselişi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rene Descartes, 1618’de kendi ifadesiyle “dışarıda oynayan tüm komedilerde bir aktör olmaktansa seyirci olmaya çalışarak başı boş bir şekilde dünyayı gezmek” amacıyla seyahatlerine başladı.
Descartes sonra şöyle devam ediyor: Tanrı’ya dair bildiğim şeylerden biri, onun hilebaz olmadığı, zira hilebazlık bir kusurdur ve Tanrı kusursuzdur. Dolayısıyla beni kandırmaz ve hakikate ulaşmak için elimden geleni yaparken başkasının beni kandırmasına müsaade etmez. Öyleyse adımlarımı dikkatli attığım sürece dünyayı anlama çabalarımda yanlış yola sapmayacağımdan emin olabilirim. Tanrı’nın iyi niyetinin teminatıyla, hakikati arama sürecimin başlangıcında başvurduğum radikal şüphelerimi artık haklı olarak bir kenara koyabilirim. Yani rüya görüyor veya kudretli bir şeytan tarafından aldatılıyor olabileceğim için, maddi dünya hakkında hiçbir şey bilmiyor olma ihtimalimi eleyebilirim.
Reklam
Descartes, tüm bilginin neticede Tanrı’ya dayandığını savunsa da - zira temel ihtiyaçlarımızın doğru olduğunu temin eden iyi bir tanrının varlığıydı- bunun, her şeyi tanrıya bırakabileceğimiz anlamına gelmediğini düşünüyordu.
Ben özünde “düşünen bir şeyim”, madde (veya beden) ise özünde uzamlı bir şey, sonucuna varan Descartes, şunu da ekliyordu: Benimle oldukça katışmış bir bedenim var. Fakat yine de, bir yanda sadece düşünen, uzamsız bir şey olarak kendime dair açık ve seçil bir fikrim var; diğer yandaysa sadece uzamlı, düşünmeyen bir şey olarak bedene dair net bir fikrim. Dolayısıyla bedenimden gerçekten ayrı olduğum ve o olmadan var olabileceğim kesin.
Başka bir deyişle, bir savaş durumu olması için illa kan dökülmesi gerekmiyordu, devamlı şiddet tehdidi bunun için yeterliydi. Hobbes bu durumu kötü havayla kıyaslamıştı; kötü hava gerçekten çok şiddetli yağmur olması değil, “günlerce bu ihtimalin ortada olmasıydı”.
Güclü bir yönetim olmadigi takdirde hayatın zorlu, vahşi ve kısa olacağı uyarısında bulunan bir adam olarak hatırlansa da, akılcılık ve kendini koruma arzumuzun bizi barışın peşine düşüreceğini, dolayısıyla hayatın hoş, medeni ve uzun olacağını belirtiyor Hobbes.
Reklam
Hobbes, Tanrı’nın insanlara hükmetme hakkının -bir tek Yahudiler bunun dışında kalıyordu, çünkü Tanrı onlarla başka bir anlaşma yapmıştı- “onun Karşı Konulmaz Gücünden” geldiğini yazmıştı.
Sayfa 111Kitabı okudu
Ne var ki, Spinoza’ya göre, bilimsel çalışmanın nihai getirileri maneviydi. En yüksek türde bilgiyi edinmek, bir kutsanma haline erişmekle aynı şeydi ve doğayı öğrenmek ilahi olanı öğrenmek demekti. Daha sonraları şöyle yazmıştı Spinoza:”doğal fenomenler hakkında ne kadar çok şey bilirsek Tanrıı’nın özüne dair bilgimiz de o kadar geniştir.”
Sayfa 136Kitabı okudu
Tanrı’nın herhangi bir isteğinin olduğunu -mesela insanların şöyle değil de böyle davranmasını istediğini-, vaatlerde bulunduğunu ya dda ödül veyahut intikam saçtığını düşünmek, insani nitelikleri tanrısal niteliklerle karıştırmaktan başka bir şey değildi.
Sayfa 139Kitabı okudu
Spinoza’ya göre, günahın acıya, erdemin ise mutluluğa sebep olması, insan olmanın temel gerçeğiydi. Bu nedenle Kitab-ı Mukaddes’te Tanrı’nın emirleri olarak bahsedilen şeyleri, bazı eylemlerin hangi sonuçları doğuracağına dair faydalı uyarılar olarak almak gerekiyordu.
Sayfa 140Kitabı okudu
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.