En Yeni Azgelişmişliğin Sürekliliği Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Azgelişmişliğin Sürekliliği sözleri ve alıntılarını, en yeni Azgelişmişliğin Sürekliliği kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nitekim gelişmiş ülkeler tarihlerinin hiçbir döneminde azgelişmiş ülke olmadılar. Kendileri gelişirken, bugünkü azgelişmiş ülkelerin "azgelişmişleşmelerine" neden oldular.
Birçok Üçüncü Dünya ülkesinin sanayileşmiş ülke konumuna terfi etmesine rağmen, Üçüncü Dünya'dan emperyalist merkezlere doğru kaynak transferi (kan kaybı) derinleşerek sürüyor.
İlginç olan bir şey de, sömürgecilik ve emperyalizmin bir taraftan sömürgeleştirilen halkların kültürünü tahrip ederken, diğer yandan da Batı'nın ilerici kültürünü oralara taşımamış olmasıdır. Misyonu gereği, taşımasına da zaten imkân yoktu.
İleri kapitalist ülkelerde bütün temel sorunların çözüldüğü de sanılmamalıdır. Dünyanın üçte ikisini ezenler de "özgür ve müreffeh" sayılamazlar. Eşyanın, onu üreten insandan daha değerli sayıldığı bir uygarlığın, insanlığın hiçbir temel sorununu çözmesine olanak yoktur. "Teknikçi para uygarlığı"nın insanı ön plana çıkaran başka bir uygarlıkla ikame edilmesinin koşulları henüz oluşmuş değildir. Ne ki, sistemin uluslararası düzeydeki çarpıklıkları, toplumsal uyumsuzlukları, sömürü ve baskıyı sürekli olarak üretip yaşayabileceği de sanılmamalıdır.
..."uluslararası" denilen örgütler aslinda egemen ulusların dünya ölçeğindeki çıkarlarını gerçekleştiren örgütlerdir... Yeni donemin hegemonik gücü olan ABD ve müttefiklerinin örgütleridirler.
Bugün azgelişmiş ülkelerin ezici çoğunluğunda baskıcı rejimler iktidardadır. Bu baskıcı rejimlerin, sömürgeci baskı rejimlerinden pek geri kalır yanları yoktur…geniş halk kitleleri için “efendi”nin yerli ya da yabancı olmasının bir “önemi” vardır.
İleri kapitalist ülkelerin, vaktiyle sömürgeleştirip baskı altında tuttukları, ekonomilerini ve kültürlerini biçimsizleştirdikleri, kaynaklarını yağma ettikleri ülkeleri şimdilerde kalkındıracaklarını düşünmek, azgelişmişlik sorununa azgelişmiş bir yaklaşımdır.
"Kemer sıkma" politikaları aslında azgelişmiş ülke burjuvazileri için birer " can simidi" niteliği taşımakta, sömürüyü ve mevcut statükoyu sürdürmeye hizmet etmektedir..