Anlatımı güçlü öykü kitapları her zaman ilgimi çekmiştir. Kısa öykülerde bazen kendimize bazen de yaşama dair bir şeyler buluruz. Kısa ama etkileyici öykü kitapları da bize çok şey katar, işte bu kitapta olduğu gibi.
İçinde 11 öykü bulunan ve kitaba ismini de veren öyküde, çocuk Vasil’in hayatının nasıl parçalandığını görüyoruz. İlgisiz ve sevgisiz bir anne babadan sonra sokaklara düşen, babasının yokluğunu hayatı boyunca yüreğinde taşıyan bir evladın, Vasil’in yitip giden yaşamını okuyoruz. “İlkim-Yazım-Sonum-Kışım:Sobe” öyküsünde ise, Sait Hoca beni çok etkiledi. ‘Herkesin bir kar hikayesi vardır’ diyerek başlayan öykü hüzün, ölüm, acı ve pişmanlık taşıyor. Ayraç hikayesi ise çok farklı ve yazma üzerine bir kurguyla çok etkileyiciydi.
Her biri birbirinden farklı hayat hikayelerini barındıran öyküler masalsı bir anlatımla yazılmış, pişmanlık, hüzün, acı ve özlem duyguları çokça resmedilmiş hikayeler. Yitirilen hayatların, çekilen acıların, pişmanlıkların öyküleri.. Hayatın kıymetini bilmek adına şiddetle herkese tavsiye ederim.
#BabamAharonUsta
^
^
#alıntı
Hayat bir düş torbasıdır, içinden kime ne çıkarsa!
^
^
@muharremerbey @h2okitap #öykü #bloghemsire
Kasım Ağabeyi çok severdim. Siyah gür bıyıklı, uzun boylu, yeşil parkalıydı. Koltuğunun altında kitaplarla dolaşırdı. Kasım Ağabeye devrimci diyorlardı. Devrimciler çok kitap okuyup insanları severlerdi. Çocuklar konuşurken duydum. Devrimciler faşistleri hiç sevmezlerdi.
Tüp, çay, şeker kuyruklarında mahalleli adına sabahlara kadar sıra beklediğimiz, stokçulara, karaborsacılara göz açtırmadığımız, marşlar, şarkılar söyleyerek devrim hayalleriyle dolaştığımız sokağımızı tanıyamadım.