"Bir gün bu sözleri okuyacak olan arkadaşım Wohlan, onları bir cimrinin hazinesini sakladığı gibi sakla, çünkü Babilli bir hekim olan ben Tamatam, yazdıklarımla tüm insanlara sesleniyorum. Bu yazıtı okuyup, başkalarının da okumasını sağlarsan, onu yok etmeyip yakmazsan, Bel sana cömert davranacak ve neslin artacaktır. Uzun seneler yaşayacaksın, Tanrılar istediğin her şeyin gerçekleşmesini sağlayacaklar. Eğer bu yazıları yok edersen, üzerine karanlık çökecek, soyun tükenecek, yaptığın her iş karanlık güçlerce engellenecek. Bu yazıları okuyacak olan sen! İnsanlar aracılığı ile gerçekleşen, onlar tarafından anlatılan her şeye inan ve yalan zannetme. Çünkü ben, ne zaman kendimden ve İskender'den bahsetsem aynı zamanda, yaratılıştan itibaren tüm insanlığın tarihini de anlatmış olacağım. Seninki de buna dahil olacak, çünkü aslında sen hem İskender hem Tamatam'sın..."
"... Ben Büyük İskender'i öldürdüm...!"
Babilli Tamatam'ın kurnazca hatıraları böyle başlıyor.
Milattan önce 4. yüzyıldaki fetih seferlerini bir mahkum, savaşçı, ajan, İskender'in hekimi ve talihsiz Pers Kralı Dara'nın sırdaşı olarak yaşayan Tamatam, onları macera dolu halleriyle kaleme almıştır.
Tamatam Ön Asya'da hekimliğiyle ünlenmiştir.