Daha önce Mişima'nın Dalgaların Sesi kitabını okumuş ve çok sevmiş biri olarak ve bu kitaptan da en az o ölçüde büyüleneceğimi düşünerek okudum fakat beni çok şaşırttı. Genelde internet yorumlarında kitabın biraz yavaş açıldığını bu yüzden okuma hızının biraz kesilebileceğini yazmışlar ama bence burada asıl hız kesen yazarın kullandığı dil değil.
İçerikte çok sıkıntılı bulduğum noktalar oldu. Örneğin karakterlerin birlikte olduğu anlarda erkeğin ancak kadın karşı koyarsa ve tuhaf, istemeyen bir tavır takınırsa işten keyif aldığı özellikle belirtilmiş ve burada yanlış hatırlamıyorsam "tatlı tecavüz" gibi bir ifade kullanılmıştı. Ayrıca yaş, cinsiyet, kan bağı ayırt etmeksizin tüm karakterlerin arasındaki inanılmaz gereksiz cinsel çekim kurguya olan ilgimi kesinlikle artırmadığı gibi kitaptan beni çok itti. Örneğin yaşlı bir kadının ağzının kenarındaki bir kırışığı "geçmiş cinselliğinin yorgunluk izleri" gibi son derece zorlama bir betimleme sadece malum bir okur kesiminin kitaba olan heyecanını canlı tutmak için kullanılmış gibi geldi. Burada olayların geçtiği coğrafya ve zaman dilimi sebep gösterilebilir tabi ki ama bunlar eleştirel bir tutumla yazılmış, "eskiden bu böyleydi" olarak hissettirilen şeyler değildi. Tam tersine "bunlar böyle olması gereken şeyler" gibi yedirilmişti kitaba (örneğin tecavüze uğrayan kadının olaydan sonra erkeğe duyduğu kuvvetli aşk).
Dili hoş tabi. Anlatım ve betimlemeler başarılı ve yerinde. Kitabı beğenmeyen çoğu insanın kurguyu değil de anlatım dilini sevmemesini cidden şaşırtıcı.