“Huzuru ve mutluluğu bulduğunda yalnızca anlarsın, bilirsin işte. Oradadır. Bitmesini istemezsin, görür ve o sahne içinde kaybolmak, o film sahneyi durdurmak istersin.”
***
Bazen yaşanmışlıklara dokunmamak, hırpalamamak gerekirdi. Usulca bir köşede duran geçmiş, çeyiz sandığına benzerdi. Kiminin sandığı kapağını açtığında birkaç tatlı anıyı, bir avuç lavantayı, sevgiyle, özlemle anılan hatıraların sarı lekesini barındırırdı bohçaların üzerinde. Kiminin sandığı da zamansız gidişleri biriktirirdi içinde. Bir avuç sonsuz acı, dinmeyen sancı, kapkara olmuş yüreği sızlatan, benliği saran naftalin kokusu, acıların kokusu olurdu. Solmuş lekeler sisli hatıraları, kilitli kalmış anıları barındırırdı içinde. Sandık açılmalı mıydı? Başköşede duran sandığa elimizin gitmesine cesaret edebilir miydik? Kokuları almaya hazır mıydık?
#alıntı
#aynilbeylikdeğişmez #baharyağmurları