Keşke dünyadaki tüm çocuklar korku nedir bilmeseydi. Masum doğan bebekler, mutlu çocuklar hangi ara masumiyetlerini yitiriyordu? Onlara kötülük edenler de bir zaman çocuktu. Onların çocukluklarını kim öldürdü? Ölen çocukluklarını diriltmek yerine neden içlerinde canavar yarattılar veya o canavar insanoğlunun varoluş süresinden itibaren vardı da birileri onu gün yüzüne mi çıkarıyordu? Kimdi peki o kişiler?
#alıntı
#aynilbeylikdeğişmez #baharyağmurları
“Huzuru ve mutluluğu bulduğunda yalnızca anlarsın, bilirsin işte. Oradadır. Bitmesini istemezsin, görür ve o sahne içinde kaybolmak, o film sahneyi durdurmak istersin.”
***
Bazen yaşanmışlıklara dokunmamak, hırpalamamak gerekirdi. Usulca bir köşede duran geçmiş, çeyiz sandığına benzerdi. Kiminin sandığı kapağını açtığında birkaç tatlı anıyı, bir avuç lavantayı, sevgiyle, özlemle anılan hatıraların sarı lekesini barındırırdı bohçaların üzerinde. Kiminin sandığı da zamansız gidişleri biriktirirdi içinde. Bir avuç sonsuz acı, dinmeyen sancı, kapkara olmuş yüreği sızlatan, benliği saran naftalin kokusu, acıların kokusu olurdu. Solmuş lekeler sisli hatıraları, kilitli kalmış anıları barındırırdı içinde. Sandık açılmalı mıydı? Başköşede duran sandığa elimizin gitmesine cesaret edebilir miydik? Kokuları almaya hazır mıydık?
#alıntı
#aynilbeylikdeğişmez #baharyağmurları
#okudumbitti #kitapyorumu
Herkese merhaba,yine bir yorumla beraberiz.
Adı gibi her yere ışık saçan Güneş,annesinin ışığı ama babasının tahammül edemediği gencecik bir kızdır.Adanalı bir çiftçi ailenin tek çocuğudur.Annesinin ve babasının ölümünden sonra avukatı Ali Bey tarafından,gizlice İstanbul'a gönderilir.Ali Bey'in yeğeni Süreyya ve eşi Oktay
Bir aşk romanı arkadaşlar....
Berna ve kardeşim dediği Nil İstanbul'u bırakıp Urla'ya yerleşiyorlar. Nil Urla'da aşkını buluyor ve evleniyor. Berna ise yalnız. Nişanlısı Onu terk etmiş. Berna garibim ne çekmiş beee.
Sonra Berna Urla da pastane işetiyor Nil ile bir sabah bir müşteri geliyor dükkana ve çikolata istiyor. Demir...
Uzun zaman sonra ilk kez Berna birinden yani Demir'den etkilenir. İkili kısa zaman içinde yakınlaşır.
Yalnız Demir ani ruh hali değişimleriyle Berna'yı hem şaşırtır
En başta Demir'in Berna hakkında her şeyi bilmek isterken kendi hakkında pek bir şey anlatmaması,Berna'yı aşırı sahiplenmesi ve maço tavırları insanda bayağı bir şüpheye düşürüyor. Sonra Berna'nın hastalığı Demir'in sırrı ortaya çıkıyor acaba aşabilecekler mi?aşkları ile. Bu sıkıntıları......
İyi okumalar...
Kitap güzeldi. Ama çok dram yüklü idi.
Konusuna gelince; Bahar çok acılar çekmiş bir çocuk ve çocuk esirgemede büyümek zorunda kalmış. Ama her şeye rağmen kendini yetiştirmiş ve öğretmen olmuş ve çocukları çok seviyor. Tek sorunu duvarlarını yıkamıyor. Erkeklerden uzak duruyor. Ta ki Cemre'nin babasına kadar. Cemre de ayrı bir hüzünlü hikaye. O çocuğa da çok üzüldüm. Garibim nasıl bir anneye sahip olmuş. Travmalarından sonra konuşmayı bırakmış. Kendince çok iyi bir sebebi var. Tabi ki Bahar'la tanışana kadar. Cemre boğulmak üzere iken Bahar onu kurtardı. Ve ikisi arkadaş oldular. Bahar Cemre'yi bırakamadı. Çünkü Cemre de kendi gibi yaralı bir çocuktu. Hikayesini bilmesine gerek yoktu. Cemre'nin gözlerine bakınca anlayabiliyordu. Çünkü kendide öyle idi. Tam her şey düzeldi derken bir gazete haberi ve Bahar'ın geçmişinden biri gelip onu buluyor. Ve Bahar yıkılıyor.
Ve Sevgi Evleri o da ayrı bir güzel....
Kitabı okumanızı öneririm.