Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bahrü'l-Medid Cilt 6

İbn Acîbe el-Hasenî

Bahrü'l-Medid Cilt 6 Gönderileri

Bahrü'l-Medid Cilt 6 kitaplarını, Bahrü'l-Medid Cilt 6 sözleri ve alıntılarını, Bahrü'l-Medid Cilt 6 yazarlarını, Bahrü'l-Medid Cilt 6 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sevgiden şikâyet edersen, sen bizden değilsin. Ey bize ulaşmayı hedefleyen kimse, sıkıntı ve cefaya tahammül et!"
* gâlû âmennâ birabbi-l’âlemîne |şuarâ 47. İkrime demiştir ki:"onlar sabah meydana sihirbaz olarak geldiler, akşam şehid oldular"
Reklam
Allah Teâlâ, “Doğru teraziyle tartın” âyetiyle (Şuarâ Sûresi 182) maddi terazide adalet istediği gibi, manevi terazide de adaleti emretmiştir. O, kalbe gelen düşüncelerin, dinin ölçüsüyle tartılıp kontrol edilmesidir. İnsan bir şey yapmak veya konuşmak istediğinde, onları yapmadan önce kalbine gelen düşünceyi dinin ölçüsüyle ölçmelidir. Eğer kalbine gelen düşünce faydalı ise onu olduğu gibi yapmalı veya gerekli şekilde değiştirmelidir. Kalbine gelen düşüncede bir zarar varsa o, kalbinde arzu veya karara dönüşmeden derhal kalbinden silip atmaya çalışmalıdır; yoksa geri çevrilmesi zor olur. Hayırlı işlerde muvaffak olmak sadece yüce Allah’ın yardımıyla mümkündür.
Hz. Hûd’un [aleyhisselâm] kavminin yaptığı ve onun güzel bulmadığı ikinci şey, Allah’ın kullarına zulmetmek, onlara bir acıma ve şefkat olmadan şiddetle muamele etmektir. Bu davranış, kalbin katlığından ileri gelir. Kalbi katı kimse, Allah’tan uzaktır. Hz. İsa’ya [aleyhisselâm] ait bir haberde şöyle buyrulmuştur: “Allah’ın zikrinin dışında çok fazla konuşmayın, yoksa kalbiniz katılaşır. Şüphesiz kalbi katı olan kimse Allah’tan uzaktır fakat siz onu bilemezsiniz. Kendinizi (hiç kusuru olmayan) bir efendi gibi görerek insanların ayıplarına bakmayın; kendinizi bir köle gibi görerek kendi kusurlarınıza bakın. İnsanlar iki gruptur; bir grup belaya müptela olmuştur, diğeri afiyet içindedir. Belaya uğrayanlara merhamet edip acıyın ve Allah’tan afiyet isteyin.
Sayfa 3877Kitabı okudu
Rivayet edildiğine göre sahabeden bir adam bina yapıyordu. Bir başka sahâbi yanına uğradı. Ev yapan zaten ona, “Bugün Kur’an’dan hangi ayet indi?”diye sordu; o da, “İnsanlar için hesaba çekilmeleri yaklaştı…” ayetinin indiğini söyledi. Bunun üzerine bina yapan sahâbi, elindeki toprağı atarak, “Vallahi bina yapmayacağım; gerçekten hesap günü yaklaştı dedi. Yani en küçük şeye varıncaya kadar her şeyden insanların hesaba çekilecekleri gün yaklaştı; onlar ise o güne hazırlanmıyorlar, o gün için azık hazırlamaktan yüz çevirmektedirler.
Sayfa 16
Reklam
İnsanların tövbeye en muhtaç olanı, kendisinin tövbeye ihtiyacı olmadığını düşünen kimsedir.
İmam kuseyri demiştir ki: Bir haber de şöyle nakledilmiştir; "Kıyamet günü bir kul getirilip hesaba çekilir; iyiliği ile kötülüğü eşit gelir hasımlarının kendisinden razı olacağı bir iyiliğe ihtiyacı olur. Allah Teala kendisine," Kulum, seni cennete koymam için bir iyiliğin kaldı; bak insanlardan iste, belki sana bir iyilik hibe edecek birini bulursun" der. Kulda safların arasında gelerek babasından, annesinden, arkadaşlarından bir iyilik ister; onlar da kendisine sadece, "Ben de bugün bir iyiliğe muhtacım!" der. Kul yerine geri döner. Cenabı Hak, "Ne getirdin?" diye sorar kul; " Yarabbi kimse bir iyilik vermedi!" der. O zaman Cenab-ı Hak, "Kulum senin samimi bir dostun yok mu?" diye sorar. Kul, birini hatırlar ve, "Senin için sevdiğim samimi bir dost var" diyerek ona gelir. Cenab-ı Hak da ona bu dostunu gösterir. Kul onunla konuşur. Dost, "Tabii ki olur; benim yaptığım birçok ibadet var, eğer Allah Teala onları benden kabul ederse sana istediğin iyiliği hibe ederim" der. Kul sevinerek yerine gelir, bunu Yüce Rabb'ine haber verir. O zaman Cenabı Hak, "Onun amellerini kabul ettim, onun hakkında hiçbir şey eksiltmedim, seni ve onu affettim" buyurur. İşte "Bize şefaatçiler ve samimi dost bir dost yoktur" ayetinin manası budur.
FURKAN SURESİ 63. Rahman'ın Has kulları o kimselerdir ki yeryüzünde tevazu ile yürürler, cahiller kendilerine incitecek bir şey söyledikleri zaman onlara, "selam" deyip geçerler. 64. Onlar, geceyi Rab'lerine secde ederek ve kıyamda ibadetle geçirirler. 65. Onlar şöyle dua ederler:" Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı süreklidir."
NUR SURESİ 35. Ayet Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru, içinde lamba bulunan bir kandilliğe benzer. O lamba cam bir fanus içindedir. Cam ise inci gibi parlayan bir yıldız gibidir. O, doğuya ve batıya ait olmayan mübarek bir zeytin ağacının yağından yakılır. O, kendisine bir ateş değmese de neredeyse kendi başını parlayıp aydınlatacak durumdadır. Nur üstüne nur! Allah dilediğini nuruna ulaştırır. Allah insanlara misaller veriyor. Allah herşeyi bilendir.
Reklam
Enes B. Malik'ten ( radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimden karşılaştığın kimseye selam ver ki ömrün uzun olsun. Evine girdiğin zaman selam ver ki evinin hayrı çoğalsın. Bir de kuşluk namazını kıl; o, Allah'a yönelen Salih kulların namazıdır."
NUR SURESİ 61. AYET (devamı) ... Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından (emredilen) mübarek ve gönlü hoş eden bir söz olarak selam verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklıyor.
NUR SURESİ Hz. Huzeyfe'den ( radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: " Ey insanlar zinadan sakının; şüphesiz onda altı afet vardır. Bunların üçü dünyada, üçü ahirette gerçekleşir. Dünyada olanlar şunlardır: Zina, insanın heybetini (vakar ve saygınlığını) giderir, fakirlik getirir, ömrü kısaltır (onu bereketsiz ve hayırsız hale getirir). Ahiretteki afetleri şunlardır: Allah'ın gazabını çeker, kötü hesaba düşürür ve cehennemde ebedi kalmaya sebep olur. "
MÜ'MİNUN SURESİ 115-118. AYETLER Rivayet edildiğine göre Abdullah b Mesud (radıyallahu anh) hastalanmış birinin yanına uğradı. Onun kulağına, "Sizi boş yere yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" ayetinden surenin sonuna kadar olan dört ayeti okudu. Hasta o anda iyileşti. Durumu haber alan Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) İbni Mesud'a, "Onun kulağına ne okudun?" diye sordu. O da ne yaptığını söyledi. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), "Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki eğer yakinen inanan bir mümin onları bir dağa okusa dağ yerinden oynardı" buyurdu.
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.