Arap - İsrail Çatışmasının Kökenleri

Balfour Deklarasyonu

Jonathan Schneer

Balfour Deklarasyonu Sözleri ve Alıntıları

Balfour Deklarasyonu sözleri ve alıntılarını, Balfour Deklarasyonu kitap alıntılarını, Balfour Deklarasyonu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... (İngiliz yetkililer) .... Bir Arap'ın Türklerden halifeliği alması önerisine muhalefet ederler. Onlara göre böylesi bir girişim Arabistan dışında yaşayan Müslümanlar arasında yıkıcı tepkiler doğuracaktır. Dahası , Arapların büyük bir krallığı veya imparatorluğu yönetebileceklerine bir an bile inanmazlar.
..... (Şerif Hüseyin'in) Türklere söylemediği, başlıca Arap önderlerine gizlice haberci gönderdiğidir. Kendi planını açığa vurmadan, onların savaş hakkındaki görüşlerini, eğer gerçekten İngilizlerin uzattığı yemi yutup bir ayaklanma başlatırsa, verecekleri tepkiyi öğrenmek ister. Habercileri kısa sürede cevaplarla döner. Şeyhlerden biri, İbni Suud tehlikesine karşı savaşta Türk- lerden yararlanmaktan yanadır: Osmanlı desteğinin karşılığında cihat ilan etmeye hazır olacaktır,¹ yine de şerife duyduğu sevginin sürdüğünü ekler. Bir başkası, İmam Yahya, renk vermez. Ne var ki İbni Suud da dahil, diğer hepsi Osmanlılar karşısında İngiltere'yi destekler. Suud, Hüseyin'e Osmanlıların cihat çağrısını görmezden gelmesi için ısrar eder.² Mekke şerifi Osmanlılara karşı harekete geçerse, büyük Arap reislerinden biri veya ikisi girişimi onaylamayacak, ancak hiçbiri karşısına çıkmayacaktır.
Reklam
Şerif Hüseyin Britanya'dan yazılı koruma vaadi almadan boynunu Osmanlı ilmiğine uzatmak niyetinde değildir.
Şerifin oğlu Zeyd: "Türklere teslim olmalarını söyleyeceğiz, olmazlarsa Ateş edeceğiz," der. "Teslim olanları savaşın sonuna kadar hapiste tutacağız, hicaz demiryolunu kuzeyde ileri karakolumuz olacak Medain-i Salih'e kadar havaya uçuracağız."
1914 yılında, Osmanlı İmparatorluğu içindeki milliyetçi Arap hareketi çok önemli görülmese de, bütünüyle gözden uzak tutulacak gibi de değildir. Hareketin ilk ataları İran, Mısır, Suriye ve Mezopotamya'da 19. yüzyıl ortası-sonu arasında faaliyet göstermiş din adamları ve aydınlardan oluşan bir karışımdır. Hemen hepsi imparatorluğun çağdaşlaşmasını ve eski dünya gücü konumunu yeniden kazanmasını, böylelikle Araplar da dahil, Doğu'yu Batı karşısında koruyabilmesini arzular. Bu sürecin nasıl gerçekleştirileceği tartışma konusu olarak kalır. Kimi Arap Avrupa tehdidine İslam'ın karşı koyacağı inancındadır; böyleleri Panislamist akımın içinde yer alır. Panislamist hareketin içindeki Arapların salt Osmanlı dirilişinde rol almakla yetinmemesi gerektiğini, Türklere kaptırılmış halifeliği de geri almalarının beklendiğini ileri sürenler de görülür. Bir azınlık da dinlerine bakmaksızın, imparatorluk içindeki bütün Arapların birliğini savunur. Bütün bu akımların Osmanlı İmparatorluğu'nun canlandırılmasını hedeflemelerinden hareket eden tarihçiler, söz konusu yaklaşımları Osmanlıcılık adını verdikleri tek bir tanım altında toplar.
Gelibolu'daki Osmanlı ordusundan firar ederek İngilizlere sığınan Arap subayı Şerif Muhammed el faruki , gizli cemiyetlerinin Osmanlı padişahına sadakatten vazgeçtiklerini , onun yerine Şeref Hüseyin'e Bağlık yemini ettiklerini de ekler. Büyük Şerif ayaklanmalarının başına geçecektir.
Reklam
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.