Başka Kadınların Yaşamı kitaplarını, Başka Kadınların Yaşamı sözleri ve alıntılarını, Başka Kadınların Yaşamı yazarlarını, Başka Kadınların Yaşamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitap Çin'in taşra kentlerinde geçen iki kısa romandan oluşuyor. Ilk roman, "Başka Kadınların Yaşamı" taşrada bir turşucu dükkanında çalışan üç kadınla, aynı yerin üst katında oturan evde kalmış iki kız kardeşin hikayesini, aralarında yaşanan ilişkileri ve küçük çekişmelerin yol açtığı büyük kavgalar ve olayları anlatan bir drama.
Üç Lambalı Fener ise bir sahil kasabasında, bir savaş döneminde, belde insanlarının savaşa, yaşama, insana, cana, mala verdikleri dair anlayış farklılıklarını anlatıyor. Hem üzücü hem de tuhaf karakterleriyle.
Yazarı ilk defa okuyorum , kitabın içerisinde iki kısa hikaye var oldukça akıcı gidiyor okurken;) elime aldığım gibi bitti diyebilirim. Okumamak bir kayıp mı bence değil ama arada kısa hikayelerden hoşlanıyorsanız ben beğendim
... insanların arasında karışmaktan hep nefret etmişimdir. Hele o düğün ve cenaze yemekleri! Hepsi birilerinin cebinden paraları tırtıklamak için yapılan hileler, öyle değil mi?
Sayfa 29 - İpek Yolu Kültür ve EdebiyatKitabı okudu
İki uzun hikaye buluyoruz kitapta. 'Başka Kadınların Yaşamı' ve 'Üç Lambalı Fener'..
Başka Kadınların Yaşamında, Çin'in geçmiş yıllarına, küçük bir taşra kentine konuk oluyoruz.
Bir turşucu dükkanında çalışan üç kadın ve komşuları olan iki kız kardeşin yaşamı üzerinden dönemin yaşam tarzına tanık oluyoruz.
Üç Lambalı Fener'de, savaş döneminde köyünü terkeden bir halktan geriye kalan üç kişinin yaşamı anlatılıyor. Savaşın iğrenç yüzü bir kez daha karşımıza çıkıyor.
Anlatılan konular çok basit bir dille aktarılmış. Tabi bunda İngilizceden çevrilmiş olmasının büyük etkisi var. Bana pek hitap etmedi işlenen konular.
Kitap: 5
Kapak: 5
Çeviri: 8
Yazarın dilindeki aşırı negativite beni rahatsız etti. Kurgudaki olay dizilimi merak uyandıran ama meraktan bir o kadar hızlı uzaklaştıran cinsten. Kitap Çince'den Türkçe'ye çevrilebilseydi eğer daha başarılı olabilirdi. Zira Çince'den İngilizce'ye oradan Türkçe'ye, epey eğreti durmuş yazarın üslubu.
İnsanların arasına karışmaktan hep nefret etmişimdir. Hele o düğün ve cenaze yemekleri! Hepsi birilerinin cebinden paraları tırtıklamak için yapılan hileler, öyle değil mi?