her seferinde erteliyordum büyük vazgeçişi bilet değiştirmekle
oysa hiçbir yolculuk taşımıyordu beni hiçbir yere
başka yolcular değildi bekletilen,
yolcular başkalaşıyordu
saplanmış trenlerse aynı tünellerde ilk karı bekliyordu.
gölgedir mavi
doygunluğu azalmış renkler
kalbe düşünce, gölge
aşk mıydı, başka bir şey mi
kuzey sisi, kilitli gümüş
çok erkendi her şey
bir anı olmaya geri çekildiğinde
şimdi akşamlar erken
gölgeler hep aynı yerde
Ve her şey bittiğinde dönüp yaşadıklarımıza bakıyorduk uzaktan
Usulca beliriyordu ayak izleri kendi hayatımızı bizden gizli yaşayan o kar adamının
Kimsenin görmediği ancak ayak izlerine rastlanan...
Susmayı zorlayan anlardır oysa
anlamazlar
yalnızlığın camlarına yağan
çoğu kez seçilmiştir
korkular bir yönüdür yaşamanın
tenha dağlar gibi durur
çocukluğumuzun coğrafyasında
çekip perdeleri bir yere gidemezsin! hayal
eski gölgelerin vurduğu aynalar
şimdi ışık almıyor başka odalarda
İçi dışı boş sözler hüzünlü manzaralar şimdiden
bütün dillerin lanetlediği anlam
dilimizin ucundaki uzaklık
başkalarının cebinden çaldığım ayna
yüzümün eşi yok bende
gündüzler umurumda değil
umurumda değil bekçi kulübeleri
geceler, kıyasıya tekil serüven
geceler kantaşı
geceler, ayrı düşmüşleri
birleştiren yalnızlık
kapalı zarf yaşandı son günler
yaralar ve anılarla mahsur kaldık
zarf atmayın!
hepiniz biliyorsunuz
cevabı beyaz kağıt
artık ayrıldık.