Baştan Çıkarma Üzerine

Jean Baudrillard

En Eski Baştan Çıkarma Üzerine Sözleri ve Alıntıları

En Eski Baştan Çıkarma Üzerine sözleri ve alıntılarını, en eski Baştan Çıkarma Üzerine kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer iktidar genelleşiyor ve artık bütün düzeylerde saptanabiliyorsa ("moleküller"in iktidar); siyasetle birlikte gelen eski "kalıtsal kod"a itaat etmeyi reddederek hücrelerini bütün doğrultularda çoğaltan bir kanser halini alıyorsa, kendisi de kansere yakalanmış ve kokuşma aşamasında demektir. Ya da belki aşırıgerçekçiliğin baskısı altındadır ve simülasyon bunalımının tam ortasındayken (iktidarın tek işareti kanserli hücrelerin çoğalması olduğuna göre) bu genel dağınıklık haline ulaşıyor ve tıka basa doluyordur. Uyurgezerlere has işlemselliği de bu noktada doğar.
Yalnızca boş, tuhaf, saçma, eksiltili, gönderimsiz işaretler bizi içine alır.
Reklam
Yapaylık ve anlamsızlık: Bunlar, idolün içrek yüzünün, dahil edici maskesinin özellikleridir. Ritüel bir gülümseme ve daha az itibari olmayan bir güzellik dışında her tür ifadexen arındırılmış bir yüzün baştan çıkarıcılığı. Bembeyaz bir yüz; kendi ritüelleşmiş görünümlerine adanmış işaretlerin beyazlığında ve anlamlandırmanın herhangi bir derin kura- lına artık boyun eğmeyen bir yüz. Hepimiz çok iyi biliriz ki idoller kısırdır: Kendilerini yeniden üretmezler, tıpkı Anka kuşu gibi her seferinde kendi küllerinden yeniden doğarlar ya da baştan çıkaran kadın gibi kendi aynalarında çoğalırlar.
Kendi yapaylığının tuzağına düşen şiddetten ne kaldı geriye? Tanrılar ile insanların, birbirlerinin hoşuna gitmeye çalıştıkları ve sırf bunun için şiddete fırsat veren kurban törenlerinin baştan çıkarıcılığından yararlandıkları dünya yok artık. Büyüye cazibe ve güç kazandıran, işaretlerle örneksemelerden gelen zekâdan da eser yok. İşaretlerde tersinen ve baştan çıkarma karşısında her zaman duyarlı olan bir dünya oluşturulabileceği varsayımı da yok oldu. Oysa, bu dünyada yalnızca tanrıları değil cansız varlıkları, ölü nesneleri, ölmüş insanları da baştan çıkarmak; sayısız ritüelden yararlanarak çevrelerine verebilecekleri zararı defetmek ve İşaretlerle onları büyülemek gerekiyordu... Bugün ise, kendimize yeni bir yön vermek ve kendimizi yeniden çevrime sokmak için kasvetli ve bireysel bir süreci, yas tutmayı tercih ediyoruz. Evren, kuvvetin ve kuvvet ilişkilerinin egemen olduğu bir evrene dönüştü; baştan çıkarma değil egemenlik nesnesi olarak boşlukta maddeleşti. Üretim evreni, enerjilerin özgürleştirildiği evren, yatırımların ve karşıyatırımların hareketlendirdiği evren, yasanın ve nesnel yasaların çekip çevirdiği evren, efendi ve köle diyalektiğinin evreni.
İroni daima ölümcül bir iç döküşün habercisidir; iç dökme oyun sonlanmadan hemen önce yaşanır ve oyunculardan her birinin sahip olduğu müthiş imkânlara son verir. Oysa bu imkânlar yalnızca baştan çıkarma sayesinde sergilenebilirler. Onların sergilenebilmesi için kararsızlığın, ironik klinamenin, estetiğin alanını açık tutan hayal kırıklığının göze alınması gerekir.
Baştan çıkarma, silinemeyecek bir alınyazısının ağırlığı altında eziliyor. Dine göre baştan çıkarma şeytanın stratejisiydi; şeytanın bu stratejiyi bir büyücü ya da bir aşık edasıyla tasarlamış olmasının önemi yoktu. Baştan çıkarma, daima kötülüğün bir stratejisi olarak kabul edildi. Ya da dünyanın bir stratejisi olarak görüldü. O, dünyevi hayatın bir hilesi oldu her zaman. Öyle bir lanet ki, ahlakbilime ve felsefeye, günümüzde ise psikanalize ve "arzunun özgürleşmesi"ne karşın hiç değişmeden kalabilmişti. Günümüzde cinselliğin, kötülüğün ve sapkınlığın değeri artarken, lanetlenmiş olan her şey genellikle programlanmış bir dirilişi kutlarken baştan çıkarmanın karanlıkta kalması -hatta kesin olarak karanlığa gömülmüş olması- paradoksal bir durum gibi görünebilir.
Sayfa 7 - Ayrıntı Yayınları
Reklam
980 öğeden 951 ile 960 arasındakiler gösteriliyor.