Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok

Erich Maria Remarque

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"... birbirimize söyleyecek ne çok şeyimiz var, ama asla söyleyemeyeceğiz.," __
Kalbura dönmüş delik deşik ruhlarımıza işkenceli bir ısrarla burgu burgu işliyor güneşte parıldayan esmer toprağın; can çekişen, ölmüş erlerin hayali. Ölen erler, ne çare kader, der gibi uzanmış yatıyorlar; biz Üzerlerinden atlayıp geçerken, bacaklarımıza sarılıp haykırmak ister gibi yatıyorlar.
Reklam
Gördüğüm ayrılışların bende akıl komayan, en zor olanı..
O, şimdi ondokuz yıllık küçük ömrüyle yapayalnız ve ağlıyor, bu ömür onu bırakıyor çünkü. öyle solgun ki, parıldıyor. Ağız kımıldıyor hafif. Yaklaşıyorum. Fısıldıyor: “Saatimi bulursanız evime gönderin.” İtiraz etmiyorum. Artık faydası yok. Onu inandırmak imkansız. Elimden bir şey gelmiyor, pek biçareyim. Franz’a sokuluyor, sanki bu onu kurtarırmış gibi, şunları söylüyorum: “Belki seni Klosterberg’deki dinlenme yurduna gönderirler, Franz, villaların ortasına? Pencereden tarlaları seyreder, ufuktaki çiftc ağaçları görürsün. Oranın en güzel zamanı şimdi; buğdaylar sararmıştır, akşam güneşinde tarlalar sedefe benzer. Ya balık avladığımız derenin iki yanındaki kavaklı yol! Kendine bir akvaryum yapar balık üretirsin. İstediğin zaman kimseye sormadan dışarı çıkar, gezersin. Hatta piyano da çalarsın istersen.” Gölgede kalan yüzüne doğru eğiliyorum. Henüz nefes alıyor, hafifçe. Yüzü ıslak, ağlıyor. Abuk sabuk konuştum da iyi ettim sanki! “Ama Franz ... “ Omzunu kavrıyor, yüzümü yüzüne yaslıyorum. “Uyumak ister misin?” Cevap vermiyor. Gözyaşları yanaklarından aşağı akıyor. Silmek isterdim, fakat mendilim çok kirli . Ağzını açıp haykırsa keşke! Ama sadece ağlıyor, başı yana dönük. Annesinden, kardeşlerinden bahsetmiyor, hiç bir şey demiyor, hepsi çok gerilerde herhalde? O, şimdi ondokuz yıllık küçük ömrüyle yapayalnız ve ağlıyor, bu ömür onu bırakıyor çünkü.
Muazzam, şaşırtıcı bir hüzün..
Onlar, geçmişte kaldılar, geri gelmezler bir daha, geçti gitti hepsi; kaybettiğimiz bir başka dünya. Geçmiş zaman hayallerinin hüzünden daha büyük bir arzu uyandırmayışının sebebi, onlardaki bu sessizliktir.
Arkadaşlık!
Kırılmadık, alıştık. Başka bazı şeylere katlanmamızı güçleştiren yirmi yaşımız, bu işte bize yardım etti. Ama en önemlisi, içimizde sağlam, pratik bir dayanışma duygusunun belirmesi oldu. Bu duygu, cephede harbin yarattığı şeylerin en iyisini meydana getirdi: Arkadaşlık!
Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize. ____
Reklam
Fakat yok yere eziyet doğru mu?
Zira değişmez kanun: Nefer muhakkak meşgul edilmelidir. Disiplin... Sen bunu bir çilingire, bir ırgata, bir işçiye, buradaki bu neferlere anlat gel de! Nefer, ancak, kendisine eza cefa edildiğini görür, sonra da cepheye gelir. Halbuki o, hangisi lüzumlu, hangisi lüzumsuz bunu da pekala bilir. Kışlada çektiği eza cefadan sonra neferin cephede bu derece dayanması, şaşılacak şeydir doğrusu.” Bunun böyle olduğunu herkes teslim eder; çünkü talimlerin yalnız siperlerde sona erdiğini, ama cepheden daha bir iki kilometre geride, saçmalıkların, selam durmaların, merasim geçişlerinin tekrar başladığını herkes bilir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.