Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dinleyici İçin Notlar

Batı Klasik Müziği

İsmail Lütfü Erol

Batı Klasik Müziği Gönderileri

Batı Klasik Müziği kitaplarını, Batı Klasik Müziği sözleri ve alıntılarını, Batı Klasik Müziği yazarlarını, Batı Klasik Müziği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir Piyanonun tuşuna hangi dozda bir güçle basarsanız o tuşun vurduğu telden hemen aynı güçte ses elde edersiniz. Bu son derece gelişmiş "nüans" demektir. Aynı anda kaç tane tuşa dokunursanız, o kadar sayıda farklı sesi o anda işitebilir­ siniz; bu çok gelişmiş "Çok Seslilik" demektir. Piyano Klasik Müzikte on parmak ile çalınan bir çalgıdır. Bu on parmakla çalınma özelliği sayesinde istenildiğinde bir büyük orkestrada yer alan farklı çalgı gruplarının her birinin bir eser seslendirmesi sırasında yaptığı farklı şeylerin (örneğin solistlik, eşlik, farklı farklı melodiler çalma vb) tek bir çalgı ile yapılabilir demektir. Bu yüzden şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; eğer Batı kültürünün elinde Piyano olmasaydı o kültürün bestecileri bu müzik içinde bu kadar kolay besteleme gerçekleştiremezlerdi. Piyano, Batı kültürünün kendi Klasik Müziğinde ürettiği en özgün ve en gelişmiş çalgıdır.
Sayfa 125Kitabı okudu
Şimdiye kadar çalgılar için söylediklerimize dikkat edilirse Batı Klasik Müziği bestecilerinin çok kullandıkları diye vurguladıklarımız çoğunlukla solistik özellikler gösterenleriydi. Ancak Kontrabasa geldiğimizde durum tam ters düşünülmek durumundadır. Kontrabas solist bir çalgı değildir. Ne var ki bestecilerin vazgeçemeyecekleri bir çalgıdır da. Bu tamamen Batı Klasik Müziğinin "Çok Seslilik" özü yüzündendir diye düşünülmelidir.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Viyolonsel, Viyolaya göre büyük (dolayısıyla Kemana göre çok büyük) bir çalgı olmasına karşın bir Keman gibi solistiktir, hareketli çalışlara elverişlidir ve insan sesinin özelliğine sahip tek çalgıdır. Trompetten söz ederken bu durum için (çalgının insan sesine yakınlığı için) fazla abartılmamalıdır demek zorundaydık. Ancak Viyolonselin sesi ile insan sesinin "çok yakınlığı" bir abartı değil gerçektir. Bu yüzden gerek Batı Klasik Müziği bestecilerinin gerekse Klasik Müziğin tutkun dinleyicilerinin en çok aradıkları ve etkilendikleri çalgı olarak Viyolonselin ayrıcalıklı bir yeri vardır.
Sayfa 121Kitabı okudu
Keman ile Viyola arasındaki en temel farklılık onların ses kapasitelerinde bulunmaktadır. Viyola, Kemana göre daha kalın sesleri çıkarma özelliğine sahiptir. Ne var ki Kemanın çıkarabildiği birçok ince sesin ise Viyolada olmadığını görüyoruz. Çıkan seslerin uzayıp sürme özelliği açısından Viyolanın az süreli olduğunu söyleyebiliriz. Viyoladan çıkartılan sesler kısa bir süre sonra tükenme özelliği göstermektedirler. Bu yüzden solistik çalışmalar için bu çalgının çok elverişli olmadığı ve çoğu kez eşlik işleviyle kullanıldığı söylenebilir. Ancak solo çalmalar­ da da kısa süreli sesler çıkarıyor olsa da Viyolanın son derece duygu aktarıcı bir çalgı olduğu unutulmamalıdır.
Sayfa 121Kitabı okudu
Yayın iplikleri Keman, Viyola ve Viyolonselde beyaz, Kontrabaslarda siyah olarak bırakılırlar. Bunun büyük ölçüde nedeni çalgıların telleri arasındaki kalınlık farklılıkları ve o tellerden çıkan seslerin incelik/kalınlık özellikleridir. Eğer bir büyüteçle bakılacak olursa sürüleceği teli titreşime ulaştırabilmesi için bulunması gereken çok sayıda dikenin kıllar üzerinde yer aldığı görülecektir. Bu çalgıyı çalan kişiler zaman zaman Yayın kıllan üzerine "reçine" sürmek zorundadırlar. Sürdükleri bu reçine kıllar üzerindeki dikenlerin dikliklerini korumalarına ve böylce teli daha iyi ısırarak titreştirmelerine yaramaktadır. Siyah kıllar çok kalın tellerin titreştirilebilmeleri için kılların kalın (böylece dikenlerde kalın) bırakılmak zorunluluğu yüzündendir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Yaylılar, Nefesliler
Hemen tüm çalgılarda ses için istenilen karaktere erişebilmenin yolları vardır. Ne var ki bir Yaylı Çalgının duygu aktarımının ses karakteri yolu ile gerçekleştirilmesinin en elverişlisi olduğu tartışılamaz. Örneğin bir Nefesli Çalgıda bir sesin müzikal düzeyde çıkabilmesi için o Nefesli Çalgının içini doldurması gereken en az bir hava miktarı bulunmaktadır. Bu hava miktarına eriştikten sonra ancak sesin karakteri için üfleme dozunuzu değiştirebilrnektesiniz. Bunun için ise diyaframınızın sürekli belirli bir gerginlikte bulunması gerekmektedir. Bu durum o çalgının ses kalitesine etki etmektedir. Ne var ki Yaylı Çalgıda müzikal bir sesin oluşturulması için gösterilmesi gereken enerji ve tutum hele belirli bir yetkinlikten sonra çok daha az gerginleştirici ve ses karakterinin istenilen düzeyde gerçekleştirilmesini pek etkilemeyecek dozdadır. Böylece gırtlağınızdan çıkana çok yakın bir ağlayış, yakarış, sevinç ve hüzün türünden sesler üretmeniz Yaylı Çalgılarla daha mümkündür. Bir melodi çalarken eğer melodinin sesler ilişkisi de elverişliyse dua edebilirsiniz, yakarabilirsiniz ve büyük ölçüde hüznü verebilirsiniz.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Hindistan bugünkü Kemanın ilk benzer örneğinin ortaya çıktığı topraklardır. Yakarışın, duanın, acılı duyguların, ağlayışların topluca ve tek tek yapıldığı ve yoğun bir biçimde yaşandığı bir atmosfer; Hindistan denince onun geçmiş kültürü için akla en fazla gelen bunlardır.
Sayfa 116Kitabı okudu
Yunan kültürünün müzik teorisyenlerinin eline Yaylı Çalgılar en fazla Hindistan ve Uzak Doğu topraklarından ya da topraklarından geçmiştir. Çünkü buraları özellikle Telli Çalgıların ve Yaylıların gelişmeye elverişli örneklerinin ilk görüldüğü yerlerdir. Örneğin Çin'de uzak geçmişte insanların konuşma eylemleri son derece yoğundur. Çünkü buralar­ da yine aynı zamanlarda konuşma ve dinleme temeline dayandığı tartışmasız ortada olan "Felsefe" oldukça ağırlıklıdır. İnsanların topluca bulundukları ortamlarda yapılacak konuşmalara, dinlemelere ve düşünmelere Nefesli Çalgılar diğerleri kadar fazla izin vermemektedirler. Nefesli bir çalgının konuşarak çalınması mümkün müdür? Oysa vurmalılar ve telliler bu eylemler için son derece elverişlidirler. Derin içerikli bilgi/düşünce alışverişlerinin sözü edilen bu çalgılarla (belki de bu çalgıların desteğiyle) daha rahat sürdürülmesi vurgusu pek kolaylıkla söylenemese de azımsanabilecek varsayım olarak algılanamaz.
Sayfa 116Kitabı okudu
Nefesli Çalgıların ilk örneklerinin büyük ölçüde görüldüğü topraklar olan Mezopotamya ve Mısır, kültürel difizyon (yayılma) yoluyla ellerindeki kullandıkları çalgıların çoğunu gelişme göstermek üzere eski Yunan topraklarına eriştirmişlerdir. Yunan kültürünün en eski ve bilinen en ünlü müzik bilimcisi Pisagor'un (Pythagoras) saptanabildiği kadarıyla Mezopotamya okullarındaki Mısırlı Rahip-Öğretmenlerle çalışmış olması bir hayli öğretici bir bilgidir. Çalgıların ve müziğin Eski Yunan kültürünün yaşandığı topraklarda büyük adımlarla gelişme göstermesinin akla getirdiği ilk isim Pisagor'dur. Batı Müziği kendi gelişmesinin en önemli ve anlamlı köklerini Yunan müzik teorisinin kurucularından Pisagor'un ürettiği bilgilerde bulmaktadır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Çok Sesli Müzik
Çok Sesli Müzikte bir bina örülür. Bu binanın ortaya çıkmasında emeği olanların her biri yetenekleri, potansiyelleri, özel nitelikleri ölçüsünde çalışmaktadırlar. Birileri (ya da biri) beton dökerken diğeri/diğerleri harç karmaktadır. Bina ön­ ceden (besteci tarafından) projelendirilmiştir. Çalışanların birlikteliğini sağlayanlar (orkestra şefleri) ise yapının projeye en uygun haliyle ortaya çıkmasına çalışmaktadırlar. Üretimi seyredenler (dinleyiciler) yapı ortaya çıktığında çalışmadaki uyumun ve sonucun güzelliği karşısında biraz şaşkın, biraz takdir edici, biraz haz duyucu biraz da düşünerek değerlendirmelerde bulunmaktadırlar.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Beethoven ve Trombon
L.V.Beethoven'ın müziği ile hayatı arasındaki bağın kökleri çok daha doğru yerlerde ve doğru perspektifle aranmak zorundadır. Örneğin bu bestecinin tüm çalışmalarının analizi yapıldığında ortaya çıkan sonucun kederli bir hayatla pek ilgisi olmayacağı kesindir. Dinlemiş olanlar ya da bilenler onun Beşinci Senfonisi ile Dokuzuncu Senfonisinin özellikle son bölümündeki koral kesiti karşılaştırdıklarında ikisi arasındaki anlatım karşıtlığını rahatlıkla farkedebileceklerdir. Beşinci Senfoninin bütününe bir edilgen, romantik ve acılı üslubun hakim olduğu kesindir. Ancak bir başka gerçek daha vardır: Batı Klasik Müziğinin en etkin ve görkemli anlatıma sahip eserlerinin arasında özellikle son bölümüyle Dokuzuncu Senfoni kesin olarak katılmaktadır. Oradaki anlatımın umut doluluğu ile Beethoven'ın sağırlığı yüzünden girdiği duygusallık saptaması arasında bir çelişki yatmaktadır. Şimdi Beethoven, Trombon ve diğer söylediklerimiz arasındaki ilişkiye geldiğimizde iletilecek küçük bir bilgi birçok şeyi açıklar özellik göstermektedir. Trombon, Batı Klasik Müziği Orkestrasına ilk kez (sağır) Beethoven'ın Beşinci Senfonisinde kullanılarak girmiştir.
Sayfa 105Kitabı okudu
Trombon
Üflenen havanın boruda dolaşması sırasında borunun boyunun değiştirilmesi yöntemiyle incelik/kalınlık oluşturulmaktadır. Seslerin inceltilip kalınlaştırılması için çalanın yaptığı işlem son derece dikkat gerektirmektedir. Birçok çalgıda her sesin, çalan kişi tarafından bilinen ya da görülebilen çıkarılabileceği bir yer varken bu çalgılardan herhangi bir sesin nereden çıkarılacağı büyük ölçüde seslendirenin kulağı ile bulunmaktadır. Bu da bu çalgıyı çalan kişide üst düzeyde müziksel işitme yeterliliği olmasını gerektiriyor. Bir eserde son derece görkemli ve yüksek gürlüğe sahip seslerle bir anlatıma erişilmek istenildiğinde Trombonlar buna olanak verebilme özelliği gösterebilmektedirler. Uzaklara, şiddetle ve baskın bir biçimde bir çalış düşünüldüğünde akla hemen geliveren bir çalgı olarak Trombondan sözetmek mümkün olmaktadır. Ancak bu çalgı ile ilgili unutulmaması gereken en önemli özellik, seslerin çabuk yer değiştirmeleri yani hızlı geçişlerin olduğu melodilerde çok başarılı olamadıklarıdır. Ağır, uzun, kıvraklık istenmeyen çalışlar için etkili bir çalgıdır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Trompet için insan sesine çok yakın olmasından söz edilmektedir. Böyle bir tanımın abartılı olduğunu unutmadan belirli bir gerçeklik taşıdığını da belirtebiliriz. Trompetten çıkan seslerin büyük bir bölümü gerçekten bir insan gırtlağından çıkartılabilen birçok acılı haykırışla benzerlik gösterir. Zaten bu çalgının bu özelliği yüzünden son derece acı içerikli müziksel anlatımların çok ideal biçimde, bir besteyle aktarılabilmesinin mümkün olabildiğini söyleyebiliriz. Özellikle kuvvetli (gür) sesler çıkarması bu çalgının o tür bir anlatımda tercih edilen bir çalgı olduğu ve Klasik Müzikte gerek solo çalması için gerekse eşlik üstlenmesi için yoğun bir biçimde kullanıldığı bilinmektedir. Trompetin yer aldığı orkestral eserlerde çoğu kez eşlik konumundayken sesinin kuvveti diğer çalgıları örtüp onların etkisini kırmasın diye bu çalgının sesini azaltan ve yumuşatan bir susturucu (sürdin) kullanılmaktadır. Susturucular bu çalgıyı çalan kişinin sesi inceltme/ kalınlaştırma işlemini yapmadığı sol elinin aracılığıyla çalgının sesinin büyüyerek çıktığı alt bölümde (kalak üzerinde) kullanılır. Bu bölümü zaman zaman yalnızca elle kapatıp açmak ya da sürdin'i sözü edilen bölümü kapatacak biçimde takmakla hem bu çalgı­ dan çıkan sesleri yumuşatmak hem de azaltmak (zayıflatmak) mümkün olabilmektedir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Fagot
Fagot, uzunluğu bir hayli fazla (yaklaşık 1 metre 35 cm). Çapı geniş büyük bir çalgıdır. Bu çalgı için olumsuz bir vurguyla düşünmeden ağır, hantal karakterli müzikler seslendiren çalgıdır. Örneğin bu çalgı ile ölüm, yitiş, dramatik içerikli duygular son derece etkili bir biçimde seslendirilebilmektedir.
Orkestranın yerleşim düzeninin genel kabul görmüş biçimine göre kalın sesli çalgılar hemen her zaman kendisine göre daha ince sesler çıkaran ya da kendisine göre ince sesleri daha etkili olan çalgıların arkasında ve çalanın oturuşuna göre solunda yer alırlar. Yani bir orkestra şefi karşısındaki çalgıların sağ tarafında kalanlarının kalın sesleri daha uygun biçimde çalan çalgılar olduğundan emindir.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.