Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Batılılaşma İhaneti

D. Mehmet Doğan

En Beğenilen Batılılaşma İhaneti Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Batılılaşma İhaneti sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Batılılaşma İhaneti kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Halkı temsil etmek demek, parmak hesabı temsilden öte, kültür, medeniyet ve inanç planlarında halkla bütünleşmeyi gerçekleştirmek demektir. Bu zihniyetle devlet yeniden kurulmadıkça, bu hükümet anlayışı yerleşmedikçe, Türkiye yanlışlıklar koalisyonları ile azınlık iktidarlarının elinde havanda su döğmeye devam edecektir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Çağımızda kitle haberleşmesi bir noktada düşünen insandan çok, kitle haberleşme araçlarını ellerinde bulunduranların istediği gibi düşünen insanı şartlandırmaktadır. Kitle haberleşme araçlarının hâkimiyeti geliştikçe kitlelerin düşünme hürriyeti daha büyük tehlikelere maruz kalmaktadır. Günümüzde kitle haberleşme araçlarının şartlandırdığı düzenlenmiş ve kısıtlanmış hürriyet, kişileri sevketmeye namzettir.
Her değişikliğin iyilik işareti olduğu inancını taşımak, acayip bir düşünce ve gaflettir. Çünkü gerileme ve çöküşler de ancak örf ve âdetlerin değişmesiyle olur. (Said Halim Paşa)
Sayfa 109Kitabı okudu
Hâlâ içimizde garplılaşmanın sırrını ve sanatını arayanlara milliyetçi adı verilmektedir
Türkiye'nin meselesi şu veya bu şahıslarla ilgili bir hal değildir. Mesele iki asırdan beri geliştirilen ve memleketin bünyesine musallat edilen bürokratik zihniyetle ilgilidir.
Sayfa 53
Reklam
Kitle haberleşme araçlarının hakimiyeti geliştikçe, kitlelerin düşünme hürriyeti daha büyük tehlikelere maruz kalmaktadır.
Sayfa 55
Fuad Paşa'nın bilhassa tesirli olduğu bir konu da yabancı eğitim ve öğretimin Türkiye'de teşekkül ettirilmesidir. Eğitim meselesine ilk olarak Fransızlar el attılar. Çünkü, birtakım ıslahat, kanun vb. şeylerle halkın karakterini, zihniyetini, fikriyatını değiştirmenin mümkün olmadığını anlamışlardır. İslâm fikriyatını muhafaza eden bir milletin tam manasıyla sömürülmesi, köleleştirilmesi mümkün değildi. Bu yüzden, eğitim yoluyla İslâmî fikriyatın yıkılıp, yeni bir fikriyatın, batı fikriyatının aşılanması gerekiyordu. Fransızlar bu yönde faaliyetlerine hız verdiler. İlk ve orta kademede tahsil müesseseleri kurulmasını teklif ettiler. Bu faaliyetlerini şöyle müdafaa ediyorlardı: "Fetihten beridir okullar, muhafaza ettikleri millî ve dinî karakterden kurtarılmak suretiyle imparatorluğun çeşitli halklarını kaynaştırmak... "Bu durumda, eğitim yoluyla -Avrupa ülkeleriyle mezhep farkı olmakla birlikte- azınlık Hıristiyanları için büyük bir fikriyat değişikliği meydana getirmek söz konusu değildir. Ancak, Müslüman çocuklarının Hıristiyan usûlleriyle eğitilerek tam Müslüman kalacaklarını iddia etmek zordur. Demek ki Osmanlı teb'asının kaynaşması İslâmî esaslara göre değil, Hıristiyanî esaslara göre olacaktır.
Batı hayranlarının hâli, hastalıklardan korunmak ve tam bir sıhhate sahip olmak arzusu ile tıp kitapları okuyan bazı kimselere benzer. Bunlar sonunda, kendilerinin bütün hastalıklara tutulmuş oldukları vehmine düşerek, hayatı mecburen katlandıkları tahammül edilmez bir yük, çaresiz ve uzun bir ızdırap olarak görmeye başlarlar. (Said Halim Paşa)
1838 ticaret antlaşması, Osmanlı sanayii ve ticaretini Avrupa'nın denetimine sokmuştur. 1855 yılı istikrazının (borçlanmasının) kefaleti ise aynı şeyi maliye alanında yapmış oluyordu.
Reklam
Turan yolu: Açan başkaları, yürüyen biz… Kazanan: Emperyalizm; kaybeden: Türk milleti, Müslüman halklar ve bütün sömürülen ülkeler.
Sayfa 162 - Yazar YAYINLARIKitabı okudu
Bugün emperyalizme set çekemeyecek şekilde özel olarak parçalanmış Ortadoğu'da dünya petrolünün önemli bir kısmını üreten devletler, devletçikler ve emirlikler yarım asır önce tek devletin sınırları içindeydiler. Bu ülke halkının tamama yakın kısmı Müslümandı. Yani, Ortadoğu'da siyasî manada İslâm birliğini gerçekleştiren bir otorite
Sayfa 160Kitabı okudu
Aydınlık yarınlar, halkımızın maddî ve manevî sefaletten kurtularak insanca yaşama seviyesine yükselmesi ancak İslâm'la gerçekleşecektir. İktisat planında, sosyal planda ve kültür planında da bu böyledir. Birtakım sloganlarla kapitalizme karşı olduklarını iddia edenlerin, kapitalizmin en belirgin unsuru faize karşı çıkıldığında kopardıkları vaveyla gerçek yüzlerini ortaya koymuştur. Faize karşı çıkışı çağ dışı olarak mahkûm edenlerin, kapitalizmi ve onun bütün çağdışı kurumlarını "çağ içi" olarak takdime kalkışmaları maskelerini indirmiştir. Bir daha anlaşılmalıdır ki, bazı gelir sahiplerinin büyük halk kesimlerini ezemeyeceği, ferdiyetçiliğin silineceği, fakat şahsiyetin dipdiri kalacağı, emeğin gerçek mevkiine yükseltileceği bir "cemaatçi" hayat İslâm'la gerçekleşecektir. Bunu bilen ve İslâmî gidişi önlemeye çalışan menfaat çevrelerinin "çağdışı" yaftaları kendi suratlarına yapışacaktır.
167 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.