Batıya Karşı İslam Gönderileri
Batıya Karşı İslam kitaplarını, Batıya Karşı İslam sözleri ve alıntılarını, Batıya Karşı İslam yazarlarını, Batıya Karşı İslam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Köylülerin neden giderek daha çok fakirleştiği ile hiç ilgilenmeyen üstad, kültürel bütünlük sorununa ağırlık vermekteydi. Elit tabakanın bağımsızlık peşinde koştuğunu gördükçe heyecan duyan Emir, kitlelerin ne halde olduğunun idrakinden hayli uzak kalmış oluyordu.
Sayfa 274Kitabı okudu
Osmanlı mazili harpler arası ideologlar, ister El-Husri gibi laik Pan-Arabist isterse Arslan gibi İslamcı ulusçu olmuş olsunlar, sosyal değişim babında bir formül önermemek, kitle ihtiyaçlarını anlayamamak gibi ağır eleştirilere maruz kalmışlardır.
Sayfa 274Kitabı okudu
Hem esnek hem de katı olabilen Şekip Arslan, Fransa ile tavizleşse de Atatürk’e hiç yanaşmıyordu.
Sayfa 274Kitabı okudu
Kurtuluşu Almanya'da bulur
Öncelikle neden Alman yanlısı olduğunu vurgulayan Emir, şöyle der: “Bu suretle, yani Almanya’nın zaferi ile Müslümanlar tam bir hürriyete kavuşacaklardır. Almanya, tarihinde bir tek Müslümanı dahi kendine boyun eğdirmemiş yahut zulmetmemiştir. Zaferden sonra da Müslümanlara tebaa muamelesi değil, müttefik muamelesi gösterecektir.”
Sayfa 242Kitabı okudu
bir anti-laisist olarak kalan Arslan
Ömrü boyunca namlı bir anti-laisist olarak kalan Arslan’ın grup tercihi İslami gençlik teşkilatları, ideolojik müttefikleri Reşid Rıza ile El-Feth çevresi oldu.
Sayfa 272Kitabı okudu
Şerif Hüseyin’in hilafet iddiası üzerine fevkalade öfkelenen Rıza, halifesiz olunamayacağını düşünmekle birlikte, bu makama ancak, liyakati bütün fakihlerce onaylanacak birinin gelmesi gerektiği inancındaydı.
Sayfa 131Kitabı okudu
1926 Hilafet Kongresi
Şerif Hüseyin'in düşmesinden hemen sonra, 1926’da Kral Fuad taraftarları Kahire’de bir Hilafet Kongresi topladılar. Bu makama layık belli bir aday üzerinde mutabakat sağlayamayan delegeler, müessesenin gerekliliğini tespit ve o gün için boş kalabileceğini kararlaştırmakla yetindiler.
Sayfa 130Kitabı okudu
kendi kendilerinin efendisi olmak
“Suriyelileri ilgilendiren şey hangi efendinin daha efendi olduğu değil, kendi kendilerinin efendisi olmak cihetidir.”'
Arslan
Sayfa 93Kitabı okudu
Arap milliyetçi hareketine karşı
Arap milliyetçi hareketinin hürriyet mücadelesi olarak sanılan şeyi Arslan, harp sonrasında Arap vilayetlerinin Avrupalılarca işgalinden direkt sorumlu haince bir ayrılıkçılık olarak görüyordu.
Sayfa 80Kitabı okudu
Arap isyanına karşı çıkan bir Arap
Arap devriminin ilanına karşı çıkışı, onun Osmanlıcılığındaki tutarlılığın işaretidir. Şerif Hüseyin’e çok kızıyordu. Çünkü kendisinin meşru İslam Hilafeti addettiği makama, Arapların isyan etmiş olmasına tahammül edemiyordu.
Sayfa 80Kitabı okudu
28 Ekim 1914’te Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya Harbi’ne girdi ve Ortadoğu bir daha ebediyen eski haline dönmeyecek biçimde değişti.
Sayfa 67Kitabı okudu
Arslan Cemal Paşa ile ilgili düşüncesi
Arslan, Cemal Paşa’nın dini tavrının bir Osmanlı devlet adamına yakışır olduğu inancındaydı ve komutanın bir şeyler başarmak, İslamcı Osmanlıcılığın hayatiyetini ne yapıp edip güçlü bir tarzda ortaya koymak yolundaki sabırsızlığını paylaşıyordu.
Sayfa 70Kitabı okudu
Aile içi ilişkiler dinamiği tam bilinememekle birlikte, Arslan kardeşlerin Dürzi hüviyetinden kopabilişlerini açıklayan şey, herhalde Şuf'un bir nahiyesinde müdürlük yapan baba Emir Hamud’un insan grupları arasında birleşmeden yana, edebiyat meraklısı bir insan oluşudur. Emir Hamud (daha sonra Şekip’in de yapacağı gibi) bir Çerkez kadınla evlenerek Dürzi töresini terk etmiş, bu kadın ona dört erkek evlat vermiştir.
Sayfa 34Kitabı okudu
Osmanlı'nın son zamanlarında Arslan ailesi
Osmanlı İmparatorluğu’nun son bir kaç yılında kimi memur, kimi hariciyeci, kimi mebus, kimi de edip oldular. Bu aile son derece göze batan, son derece istidatlı, son derece hırslı bir aristokratik aileydi.
Sayfa 33Kitabı okudu
Bölgesel güç: Arslanlar ile Canbolatlar
Bu ailenin iktidar üssü Beyrut'un on mil güneyinde Dürziler’in yoğun olarak yaşadıkları Şuf kentiydi ki burada Arslanlar bir başka hırslı Dürzi aile olan Canbolatlar’la bütün on dokuzuncu yüzyıl boyunca bitmek bilmez bir üstünlük mücadelesi sürdürdüler.
Sayfa 33Kitabı okudu