Bekçi
Enis BaturBekçi Gönderileri
Bekçi kitaplarını, Bekçi sözleri ve alıntılarını, Bekçi yazarlarını, Bekçi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bir yara yerinin, kapandıktan nice sonra, havalar soğuduğunda kendini hatırlatan uzak sızısı.
Sayfa 34Kitabı okudu
İnsan, içindeki firarinin gardiyanı..
Sayfa 176Kitabı okudu
"mecburum" demek durumunda kalmak, hançerlerin en deriniydi...
Sayfa 176Kitabı okudu
Tutukluluktan boşuna sözetmedim ayrıca: Doğumdan ölüme, oylumu bir artan bir daralan kafesimizde geçer ömrümüz - geçecektir. Bildiğimiz, bildiğimizi bilmeye yanaşmadığımız gerçektir.
Sayfa 176Kitabı okudu
Düşünüyorum da, insanın halleri arasında en lirik olanı: Firarilik. İki tutukluluk arası kısa, geçici bir özgürlük kesiti. Herkes üstün(d)e düşünmez, düşünmemiş olabilir, herkes onun farkındadır. Varlığı bazan düş, çağrı, bazan vahadır hayatımızda: Firar etmeyi istememiş kimse sanırım olmamıştır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Yalnızca tekrarlarına yazgılı bir hayat, ruhumuzu kilitlerdi.
Sayfa 173Kitabı okudu
Ne var ki, hayatın büyük hareketleri, atılımları, heyecanları tekrar'dan sapıldığında doğar: Biriciğin coşkusu bütün düzeni yerinden oynatır, yuvasından söküp atar, yeni bir tekrar akışı hazırlayasıya kendi akıntı mantığıyla günümüze gecemize hükmeder.
Sayfa 173Kitabı okudu
Yaşantı tekrarı, insan hayatının olmazsa olmaz yakası. Alış kanlıklarımızı yaratıyor, seçiyor, besliyoruz durmadan. Gerçekten de bilerek, tartarak yaratılmış bir üslüp bütünlüğünün vazgeçilmez boyutu mudur bu, sanıyorum öyle: Tekrarlam olmayan, biriciklik esasına dayalı bir yaşama düzeni kurmuş kimse tanımadım.
Sayfa 172Kitabı okudu
Sabah, böylece, aslında geceden soyunmayı umar.
Sayfa 168Kitabı okudu
"Çocukluğumda, kurtların saatlarını sayan görevliler vardı: Mahalle bekçileri. Düdük sesleri, ayak sesleri ile o atmosferi yırtar, delerlerdi. Sessizce çekildiler toplumsal yaşamdan, yerleri boş kaldı.
'Bekçi' kavramı da öyle: Artık askıda duran, bizim adımıza kimse beklemez, uykularımızın Godot'su olmaz olduğu için yitip gitmiş bir rolü üstlenen yok şimdi.
Kurtlar yapayalnız dolaşıyor sokaklarda."
Sayfa 166Kitabı okudu
Issızlık kimsenin ülkesi değildir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Aşk kırgını, sırtını dönse bile, arkasında onun durduğunu bilmek ister.
Sayfa 158Kitabı okudu
Denizcilerin yüzüne dikkatle bakmak gerekir. Bir de ellerine. Aynı Toprak adamı gibi yorgun, yıpranmış, yaşadıklarını üstünde taşıyan sessiz ifadelerin altında uzun bir anlatı bekler. Ondandır, çoğunu güçlü içkiler dinlendirir karada. Bakışları dalar, uzağa kilitlenir. Söyleyeceklerini bir tür gökgürültüsü lehçesiyle söylerler. Kasırgalar görmüş, vurgunlar yaşamışlardır.
Sayfa 158Kitabı okudu
Kim Sevdiği İşi Yapıyor Ki...
Denizcilerin denizi sevmedikleri doğru mudur? Yakından, içinden tanımadığımız bir yaşantıyı, uzaktan çekiciliğiyle süsleriz çoğu zaman. Çiftçinin toprağı sevmesi gerekir mi?
Sayfa 157Kitabı okudu
Asıl felç beyne, ruha inendir - çıkışı olmayan bir yolda yürünse ne olur.
Sayfa 156Kitabı okudu