Adından da anlaşılacağı üzere kendi gidişatına bakarak kendini toplumda ayrık otu gibi hisseden,ama bunun sebebini düşünürken aslında toplumsal normlardaki terslikleri sorgulayan Şadan karakteri ile açılan bir konumuz var.Şadan ilk satırlarda kâh kendi kendine,kâh annesine sataşarak delilik kavramını tanımlamaya çalışıyor.Bolca sorgulamalar,dokundurmalar ve kara eleştiriler mevcut.Elimden kalemi bırakamadan ilerledim özellikle ilk 100 sayfa.1920li yıllarda yazılan eserde siyasi,dini,toplumsal saptamalar nedeniyle yazarın epey başı ağrımış.
Şadan'ın yakın arkadaşı Kalender Nuri karakteri karşımıza çıkıyor kitap ilerlerken.Bu iki arkadaş deliliğin getirdiği o malûm cesaret ile bir takım işlere girişiyorlar.Toplumun saygın isimlerinden birinin eşi Revan'a sevdalanıyor Nuri.Bu aşkını Şadan'a açıyor.Revan'ın durumdan haberi yok,ah yazık.Nuri,hayallerini süsleyen Revan'ı kocasından ayırmak için planlar kurarken Şadan'dan yardım istiyor.Şadan kankisine ilkin ok diyor ama ...Bizim Şadan da gönlünü kaptırıyor Revancığıma...
Kitap basit şekilde başlayıp nasıl bitiyor şaşıracaksınız.Eğlenceli ve bir o kadar da derinlikli bir roman.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan daha önce okuma yapmadığım için acaba "Ben deli miyim?"
