İnsan hayatına anlam kazandırdığını iddia eden çeşitli dinler ve felsefî sistemler vardır. Fakat onlar içlerinde gizli belli sınırlamaların sıkıntısını çekmektedirler. Onlar, Teolojik ya da filozofik geleneksel inançları, ideolojileri kulağa hoş gelen sözcüklerle sunarlar. Bununla birlikte, inananlar er ya da geç, bu sözlerin ve onların uygulanabilirliklerinin sınırlılığını keşfederler. Onlar düş kırıklığına uğrar ve tıpkı bilimsel kuramların aşırı aykırı deneysel veriler yüzünden sorgulandıklarında terk edilişleri gibi, onlar da sistemlerini terk ederler.
İçimde, önceki benden bağımsız olan yeni bir ben'in meydana çıktığını fark ettim. Onlar bir bakıma birlikte bulunuyorlar. Önceki ben alışkın olduğu üzere devam ediyor, yenisi onu kendi haline bırakıyor fakat onunla kendisini özdeşleştirmiyor.