Kuru ağaç bile değilim artık. Köklerimi söktün gidişinle bu dünyanın toprağından. Beni yapayalnız bıraktın. Nasıl dura-yım buralarda Saadet? En hafif rüzgârda bile sallanıp yerlere düşüyorum. Sen gittin, gittin sen, gittin... Sen yoksun artık, kime tutunayım Saadetim? Sesin yok, bakışın yok, kızgınlı-ğın yok, gülüşün yok, hayıflanman yok, o asil ve ince duruşun
yok...