Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beni Gerçekten Tanısaydın Yine de Sever Miydin?

Eugene Kennedy

Beni Gerçekten Tanısaydın Yine de Sever Miydin? Gönderileri

Beni Gerçekten Tanısaydın Yine de Sever Miydin? kitaplarını, Beni Gerçekten Tanısaydın Yine de Sever Miydin? sözleri ve alıntılarını, Beni Gerçekten Tanısaydın Yine de Sever Miydin? yazarlarını, Beni Gerçekten Tanısaydın Yine de Sever Miydin? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aslında çoğu insan hayattan çok fazla şey beklemez. Yaşadığını hissedebilmesi için insanın sevildiğini bilmesi yeter. Başka bir insanın kendisini fark ettiğini bilmek; kendisini olduğu gibi seven kişilerin gözünde özel bir yeri olduğunu görmek ister. Kendilerini olduğu gibi kabullenmeyen ve sevmeyen bir grup insan için ise, bu gerçekleşemeyecek bir rüyadır. Bu insanlar da, "herhangi bir insan" gibi olmak, kalabalıkta kaybolmak istemezler. Ancak bu kalabalık, en azından kendilerine özgü ızdıraplı yalnızlıklarında onlara eşlik eder. Dikkatle baktığımızda cılız bir çözüm olduğunu kolayca görebileceğimiz bu savaşım, böylece sürer gider. İnsan, bir yandan, varolduğunu hissetmek için özel bir insan in kendisini fark etmesini, kendisine yer açmasını beklerken; aynı zamanda risklerden korunmak amacıyla, kalabalikta kaybolmak ve farkedilmemek için uğraşırsa, belirgin bir stres yaşar.
Kendilerine güveni az olan bu tür kadın ve erkekler, kendilerini yaşamları boyunca yalnız bir bölgede bulurlar. Bu izolasyona doğru gidişte, kendi ektiklerini biçtiklerini de bir türlü anlayamazlar. Hayatın adil olmadığına, kaderin acımasız olduğuna inanmak daha kolaydır. Nedense, kendi yalnızlıklarımızın güvensiz mimarlarının, yine kendimiz olduğuna inanmaktansa başka her şeye inanmayı yeğleriz. Oysa, kendimizi yaralamaktan ve incinmekten korumak için saklandığımız o yalnızlığımız, aslında boş ve acı verici bir yerdir.
Reklam
Eğer kendimizi psikolojik olarak bir hapishanedeki mahkumlar gibi hissediyorsak bu, kapıları içeriden kilitlemiş olmamızdandır.
Var olmanın sızısı, mucizevi bir ilaçla dindirilecekbir şey değildir. Varoluştan sıkıntı duyar gibu davranıp, ondan kurtulmak için mucizelere ihtiyaç duymamalıyız. Yapacağımız tek şey, yaşamamımızı elimizden geldiğince olduğu gibi yaşamak; kendi gerçeğimizle olabildiğince dürüst olarak ilişkiye geçmektir.
Yaşantı, dışarıda olup bitenlere bağlı olarak içimizde olup bitenlerdir.
İnsanları birbirine çeken güç, "olmaya çalıştığımız kişilikler" değil, "gerçekten olduğumuz kişiliklerdir".
Reklam
Ne kadar önemli biri olduğumuz biri konusunda, kendimizi ve başkalarını ikna etmeye çalışmaktan uzak kalmak kadar sağlıkli olan pek az şey vardır.
Öğrenmemiz gereken ilk ve en önemli ders kendimizi olduğumuz gibi sevebilmektir. Kişiliklerimizi yeniden elden geçirip bazi beğenmediğimiz yönlerimizi düzeltmek gerekebilir. Yaşama açık kalmak ve sağlıklı bir özsaygı geliştirebilmek için insanın kendisini sevmesi temek koşuldur.
Yaşadığını hissedebilmesi için insanın sevildiğini bilmesi yeter.
Kişiliklerimiz içinde güvenli olduğumuz sürece, onları süslemeye, ya da onlarla ilgili bir şeyleri kanıtlamaya ihtiyacımız yoktur.
Reklam
Sadece olduğumuz gibi davranabileceğimizi görmek ne harika bir duygudur. Olmadığımız biri gibi davranmayı bırakmamız gerektiğini fark etmek... Diğer insanların çekici bulduğunu varsaydığımız o pozu, zorla sürdürmekten vazgeçtiğimizde, çok daha verimli oluruz.
Sevgi birbirlerine ilgi göstermeye çalışan iki insanı birlikte zenginleştirdiği, geliştirdiği sürece sevgidir. Birini beslemek için, diğerinin tüketildiği sırada yaşanan duygu, sevgi olamaz.
Yoğun ilişkiler ancak, kendimizi dinlemediğimiz; kişiliklerimize neler olup bittiğini anlamadığımız zaman tehlikelidir. Gerçek benliğimize kör olduğumuz sürece, incinebiliriz.
Yaralanmış bir kalp, yeniden sevme riskini alma konusunda çekimserdir. Tüm yaşamımızı, geçmişteki yoğun bir duygusal ilişki sırasında kaybetmiş olduğumuz öz saygımızı bulmaya çalışarak geçirebiliriz.
Kendimize inanmadığımızda, kendi yolumuzdaki en büyük engel, yine biziz. Başımıza gelenleri açıklamak için iyi bir neden bulabilsek de, "kara talih"imizin gerçek yazarları kendimiziz. Yaşamın dışına çıkıp, bütün olanları kadere ve dış nedenlere yükleyerek, risk almaktan korkarak, kim olduğumuzu, ne olabileceğimizi, ne kadar derinden sevip sevilebileceğimizi asla bilemeyiz.
179 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.