Hacı Hüseyin Ağa, diz çökmüş ve ellerini dizlerinin üstüne koymuştu:
"Paşa bilmem, aklım erer de mi söylerim. Biz seni böyle iki-üç senede bir görmekle doyamıyoruz. Şurada daimi otursan… Rahat etsen. Onlara da haber göndersen, buraya gelseler.”
Mustafa Kemal:
“Onlar kim?”
Hacı Hüseyin Ağa:
“Ha işte o hükümettekiler, filan… Onları çağırıver, buraya gelsinler vesselam.”