Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi
F. Scott FitzgeraldBenjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi Gönderileri
Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi kitaplarını, Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi sözleri ve alıntılarını, Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi yazarlarını, Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Tanrı aşkına, nereden çıktın sen ? Kimsin ?"
Aynı mızmız ses, "Kim olduğumu tam olarak söyleyemem," dedi "çünkü dünyaya geleli ancak birkaç saat oldu, ama soyadım kesinlikle Button."
Sayfa 16 - Can YayınlarıKitabı okudu
“O zaman ki gelişim senin için pek çok şey ifade etmiş olmalı.“
“Sen benim için her zaman çok şey ifade ettin," diye haykırdı.
Sayfa 92 - Can YayınlarıKitabı okudu
".. Kocaman beyaz bir battaniyeye sarınmış, yaklaşık yetmiş yaşlarında bir adam beşikte oturuyordu. Çenesinden uzun, duman rengi bir sakal sarkıyordu."
".. Ama bir düşün hele, herkes olanlara senin gözünle baksaydı, dünya ne hale gelirdi?"
".. O zamana kadar hep görünüşü yaşıyla orantılı duruma gelince, doğumundaki acayip olgunun ortadan kalkacağını ummuştu. Ürperdi. Geleceği ona korkunç ve inanılmaz görünüyordu."
"Gözlerini kamaştıran o keyif içinde hayatın o anda başladığı duygusuna kapıldı."
"Çocuklara özgü derin uykusunda hiç tatsız anılar yoktu; ne üniversitedeki yiğit günlerinden belirti vardı ne de kızların gönlünü çaldığı parıltılı yıllardan bir iz."
Ruh da tenle birlikte sönüp gidiyor.
Ey kızıl saçlı büyücüKitabı okudu
"Şimdi anlıyorum. Anlamak biz ihtiyarlara bahşedilen bir şey - başka her şey önemini kaybettikten sonra."
"Bir daha ne gülümseyecekti ne de ilkbahar akşamlari penceresinin önünde onu karanlık bastırmadan çıkıp kendileriyle oynamaya çağıran çocuk sesleri yükselirken anılara dalıp onlarla kendini akran gibi hissedecekti. Anilara bile dalamayacak kadar yaşlanmıştı şimdi."
Sayfa 96 - Can yayınlarıKitabı okudu
"kimseye benzemek istemiyorsun. hep böyleydin, hep de böyle olacaksın. peki bir düşün, herkes hayata senin gibi baksaydı dünya nasıl bir yer olurdu?"
"Ve güneşli bir gün cesedimi salonun ortasına yatırdığın anda bile, seninle ötekilerin doğduğunuz zamanki aklınızdan daha akıllı olacağım."
"İnsan yirmi beşinde fazlasıyla maddiyata, dünyevi zevklere düşkün oluyor; otuzunda aşırı çalışmaktan bitkin düşüyor; kırk yaş bir büyük puro içimi kadar uzun hikayeler anlatma dönemi; altmış deseniz - ah, yetmişin eli kulağında; ama elli en olgun, en tatlı, en yıllanmış şarap gibi yaş."
"Çoğu erkek ve kadın için bu otuz yıl, giderek yaşamdan elini eteğini çekme dönemidir; önce gençliğin bin bir çeşit eğlencesinin ve merakının sağladığı birçok sığınağı olan geniş cepheden kısıtlı savunma hattına ricat başlar, özlemlerimizi teke indiririz, eğlencelerimizi teke indiririz, arkadaşları birbirimizi avutup uyuşturduğumuz birkaç kişiyle sınırlarız; sonunda da yapayalnız, ıssız, hiç de güçlü olmayan bir mukavemet noktasına indireniriz, o noktada mermiler vızıldayarak geçer, ama korku ve yorgunluktan onları pek işitmeden oturup ölümü bekleriz."
Sayfa 82Kitabı okudu
"Benim için kitaplar, insanlardan çok daha değerliler."