Sümer efsanelerinde tanrılar, tanrıçalar birlikte rol oynarken Yahudilerde kadınlar göksel varlık olarak kabul edilmiyor. Onlara göre melekler hep erkek, yalnız cinler dişi.
Mısır'da en büyük etki tektanrı düşüncesi ve sünnet olma olayı. Mısır'da erkek cinsel organına büyük saygı duyulurdu. Onun ucunu kesip tanrılara adak olarak veriyorlardı. Ayrıca organın çok büyütülmüş şekli kuklalar halinde festivallerde ellerde taşınıyordu. Bu gelenek Dionysos ayinleri olarak Mısır'dan Yunanistan ve Anadolu'ya geçiyor. Bu ayinlerde kilden yapılmış büyük cinsel organlar yere gömülüp sulanırmış. Bu yolla ülkeye bereket geleceğine inanılırmış.
Mabet fahişeliği bir meslek. Onlar kendilerini tanrı namına bu işe gönüllü olarak adayan kadınlar. Bunlar aynı zamanda bereket kültünün de temsilcileri. Sumer dininin bir simgesi olan 100 kadar kurumu kapsayan "me" ler arasında fahişelik de bir kurum olarak görünüyor. Bu rahibelerin diğer rahibelerden ayrılmaları için başlarını örtmeleri gerekir. MÖ 1600 yıllarında bir Asur kralının yaptığı kanunun 40. maddesiyle o tarihten sonra bütün evli ve dul kadınların başlarını örtmeleri şart koşulmuş. Kızlar ve sokak fahişeleriyse örtemeyecek. Böylece evli ve dul kadınlar da mabet fahişeleri gibi yasal seks yaptıklarından kutsallaştırılmışlar.
18. yüzyılda Tevrat'tan Tanrı'nın kızgınlıkları ve seksle ilgili günahlar çıkarılmış. Bu şekilde Tanrı karakteri, kötü -zorlayıcı- halinden uzaklaştırılıp daha sevimli hale getirilmiş.