Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beşinci Halife - Ömer bin Abdülaziz

Adil Akkoyunlu

Beşinci Halife - Ömer bin Abdülaziz Gönderileri

Beşinci Halife - Ömer bin Abdülaziz kitaplarını, Beşinci Halife - Ömer bin Abdülaziz sözleri ve alıntılarını, Beşinci Halife - Ömer bin Abdülaziz yazarlarını, Beşinci Halife - Ömer bin Abdülaziz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ey İnsanlar! Doğrusu Kur'an'dan sonra artık başka bir kitap, Muhammed (sav)'den sonra da başka bir peygamber gelmeyecektir. Yine Allah'ın haram kıldığı her şey, ahiret gününe kadar haram kalacaktır..
"Ey insanlar! Siz ahiretinizi ıslah edin ki, Allah da (sizin) dünyanızı ıslah etsin. Siz, içinizi düzeltin ki, Allah da dışınızı düzeltsin. Allah'a yemin ederim ki, Âdem'in oğlu olan her kul mutlaka ölecektir.Ölümle onun arasında kopmaz bağlar vardır."
Reklam
"Kim ilim olmadan, (bilgisizce) bir iş yaparsa; bozdukları, düzelttiklerinden fazla olacaktır. Kimin konuştukları, yaptıklarından fazla olursa, yanlışları çok olur." "(Geçici dünya için değil;) ebediyet için yaratıldınız. Bir yurttan bir yurda intikal ettiriliyorsunuz..
"Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız, hazırlığınızı ona göre yapınız." "İnsanın kalbi bir sandıktır; dudaklar, onun kilidi, dil ise anahtarıdır. İnsana o anahtarı iyi korumak düşer
"Güneşten veya tozdan dolayı yüzünün lekelenmesinden ve mütebessim çehresinin kaybolmasından korkup da yüzünün gülümsemesi kalıcı olsun diye gölgeye kaçan kimse Yarın istemese de tozlu, ıssız, karanlık, dipsiz bir çukura, mezara gidip yerleşecek ve orada toprak altında uzun bir süre kalacaktır. Ey nefis! O çukura düşmeden önce seni oraya götürüp rahatlık içinde barındıracak hazırlıkları yap. Çünkü sen boşuna yaratılmış değilsin."
önderimiz (sav) de bu konuda: "Allah'a isyanda (kula) itaat yoktur. İtaat, maruf (malum olan, bilinen, meşru yani vahye uygun olan) şeydedir." buyuruyordu.
Reklam
Peygamberimiz (sav): "Hiç kimse başına gelen musibetten dolayı ölümü istemesin. (Hayat onun için çekilmez bir hal alıp da) bunu yapmaya mecbur kalırsa (yine ölümü istemesin, ancak şöyle desin): 'Allah'ım, benim için yaşamak hayırlı ise beni yaşat, ölüm hayırlı ise beni öldür' desin." buyuruyor.
Ömer bin Abdülaziz
"İktisatlı davranmanın en faziletlisi varlık anında, affın en faziletlisi de güçlü olduğu anda yapılandır."
Hz Nuh'un söylediği gibi söyleyin: 'Nuh dedi ki: Ey Rabbim, ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum.
Digo mirî miriyê min e ez zanim çi gorî gore.
Ölüm, dünya hayatından ahirete adım atıştır. Bambaşka bir hayatla, başka bir dünyaya doğuştur ölüm. Bir uyanıştır. Bir diriliştir. Zahmetli bir yolculuğun sona erişi, menzile varıştır. Ebediliğe adım atıştır. Bir sonun başlangıcıdır. Kaçmak istese de insan, ecel bırakmıyor peşini.Faydası yok kaçışın. Faydası yok "ah", "vah" çekişin. Kimse tanışmayı istemiyor ölümle. Ama o, -biz istemesekde- Hakk'ın belirlediği randevu günü gelende; karşımıza çıkıyor, tanışıyor bizimle. Her doğuş, bir ölüm muştusu! Doğmak aday olmak demektir ölüme. Yeryüzünün misafirleri olarak geldik. Yolcuyuz dünya gemisinde. Ahirete yolculuğumuz... Bilmiyoruz; ne zaman, nasıl, kaç yaşında, nerede ecelin bizi beklediğini. Dünya bu! Bazen yokuş çıkar insan, bazen inermiş;Bazen uçar, bazen yürür, bazen sürünür, bazen emeklermiş. Hayat yolculuğu sürüp giderken; durağın birinde ecel beklermiş... Bakmıyor; yaşa, boya, güzelliğe. Bakmıyor herhangi bir özelliğe,
Reklam
Ordunun geçtikleri yerlerde bağlarda yedikleri üzümlerin değerini para olarak asmaların dalına astıran Sultan Mahmut: "Biz bağdan haksız yere bir habbe üzüm koparıp yersek, bizim mahiyetimizdekiler bağı kökünden sökerler." diyor.
Ömer bin Abdülaziz
Valilerinden birine şöyle bir mektup göndermişti: "Güç ve kudretin seni insanlara haksızlık yapmaya iterse; sen, Allah'ın senin üzerindeki güç ve kudretini düşün. Onlara yapacağın haksızlığın mutlaka sona ereceğini, ama onların senden soracakları hesabın bakiliğini hatırla."
“Bir baba,çocuğuna güzel Ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz”
Tarihiyle tanışamayanlar, yaşadıkları günü de tanıyamazlar ve geleceği göremezler. Tarih, geleceğin projektörüdür. Tarih, gelecek nesillerin yaşlı ve tecrübeli öğütçüsüdür. Tarihin öğüdüne kulak vermeyenler, yaşadıkları musibetlerden öğüt alıyorlar ve kendileri başkalarına ibret oluyorlar... Geçmişin ibret dolu hikâyeleri, Kur'an'da ve hadislerde de önemli bir yer tutmaktadır.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.